Konuşma Metinleri

Paylaş

İdeallerimizin Işığında Yürümeye Devam Ediyoruz

Anadolu'nun gözden uzaklardaki insanlarının kendilerine uzanan her ele koşarak yaklaştığını, hep bir umudu beklediğini gördük.

Alın terinin, tarladaki emeğin ve ürüne katılan sevginin kıymetini bilenleri umutla bekleyen, berekete de kıtlığa da şükreden, eli nasırlı yüreği ipek gibi yumuşacık insanların içinde, bizim insanlarımızın içinde büyüdük.

İşte Anadolu'nun o beklentileri bizi önce Eğitim Enstitüsüne yönlendirdi. Öğretmen olup, Anadolu'nun umudu olacak gençler yetiştirmek hayaliyle Şanlıurfa'ya gönderdi ideallerimiz bizi. Sonra eksik kalan bir şeyleri hissettik içimizde. Çumra'da bıraktıklarımız, toprağın kokusu tekrar Çumra'ya çekti bizi. Çocukluktan beri içinde olduğumuz bildiğimiz işe atıldık. Heyecanla. Alın terinin, göz nurunun, içinde Anadolu insanının sevgisi olan tarım ürünlerinin ticaretine başladık. Ürünün ve alın terinin kıymetini vererek, hak edenin hakkını almasını ticaretimize ilke edinerek. Çumra topraklarıyla modern üretim tekniklerinin buluşması amacıyla tarım makineleri getirdik.

Yine eksik olan bir şeyleri hissettik içimizde. Bizi Şanlıurfa'ya gönderen ideallerimiz içinden geldiğimiz topluma hizmeti hatırlatıyordu sürekli. Kendi geleceğimizin kurtulması yetmiyordu, Anadolu'da başı dik insanların gözlerinin içine bakabilmek için. Hizmet bekleyen, fukaralıkla boğuşan Anadolu insanı kendisine uzanan bir hizmet elini ve hizmet ehlini bekliyordu. 1994 yılında yapılan Belediye seçimlerine o hizmet elinin sahibi olmak için girdik. Çumralının güveniyle de beş yıl süreyle ve alnımızın akıyla yaptık.

Belediye Başkanlığı sonrasında, yine işimize gücümüze bakamadık. Bu toprağın bereketli tarlalarından, üreten insanlarının içinden gelen biri olarak, alın terinin karşılığını almasına, toprağın bereketine bereket katmaya, Anadolu insanını bereketli toprakların fakir bekçisi olmaktan kurtaracak bir şeyler yapmaya birilerinin öncülük etmesi gerektiğini hatırlattı içimizdeki idealist ses bize. Ancak bu idealleri gerçekleştirebilirsek, Anadolu'nun üreten insanlarının emeklerinin karşılığını almasına, üretimde sürekliliğe ve Türk köylüsünün de başka ülkelerdeki gibi başarı öyküleri yazabileceğini ispatlayabilirsek kendimize karşı özsaygımızı kazanabileceğimizi ve iç huzura ancak böyle kavuşabileceğimizi hissettik. Bunu bir yükümlülük kabul ettik.

Bunun yolu da kooperatifçilikten geçiyordu. Konya Pancar Ekiciler Kooperatifi dönüm noktası oldu ideallerimizi realize etmek için, hayallerimizi gerçekleştirmek, Anadolu topraklarına uzanan şefkat ve hizmet eli olmak için, Türk köylüsünün başarı öyküsünü yazmak için, doğadan aldığımızı doğaya vermek için, daha çok üretmek ve sürekli üretilebileceğini ispat etmek için. 1999 yılında adım attığımız kooperatifçilik ve Konya Şeker'de başardıklarımız bizim hayallerimizin sekiz seneye sığdırılabilen kısmıdır.

Peki biz Konya Şeker'de ne yaptık' Önce sermayedarlarımız olan çiftçimizin umudu şirketimizi borç batağından ve faiz sarmalından kurtardık. Avrupa'da ve dünyanın birçok ülkesinde kooperatifler ve kooperatif şirketleri, hem tarımsal üretimde, hem bu ürünlerin kendilerine ait fabrikalarda işlenerek mamül madde halinde satılmasında, hem de bu ürünlerin direk pazarlanmasında başarılı olurken ve ciddi ekonomik güç teşkil ederken bizde niye böyle bir başarı gelmiyor diye düşündük. O ülkelerde ticarette, sanayide üretici ortaklıklarının yüzde ellilere, seksenlere varan başarı öyküleri bizi daha da hırslandırdı. Dünyayı tanıdık. Temel ilkelerimizi ve kurallarımızı belirledik. Araştırmalarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık ve doğru zamanda doğru yatırımları yaptık. Netice bugünümüzdür.

Konya Şeker nezdinde üretmede zaten problemi olmayan Türk çiftçisi de diğer ülkelerdeki gibi ticareti, sanayileşmeyi, kendi ürününü ve üretimini korumayı, yeni teknik ve teknolojileri getirmeyi, katma değer üretmeyi, krizlere kendi iç dinamikleriyle aşmayı başarmıştır. Kendi üretim alanını genişletmek artık çiftçimizin kendi elindedir. Bu yolu Konya Şeker açmıştır.

Konya Şeker için pancar sadece şeker üretiminin hammaddesi değildir artık. Pancar yüksek nitelikli yeminde hammaddesidir. Türkiye'nin yeni petrol rezervidir. Enerji tarımının önemli bir ürünüdür pancar. Pancardan biyoetanol üreterek başarmıştır Konya Şeker bunu hem de dünyadaki gelişmeyle eş zamanlı olarak. Bunun anlamı büyüktür. Bunun anlamı üretimin artması, üretim alanlarının genişlemesidir. Şekerdeki kotanın enerji tarımıyla aşılmasıdır. Diğer tarım ürünlerinde de üretim alanlarının genişleyebileceğinin göstergesidir bu yeni çözüm. Ve bu çözüm Türk çiftçisinin kendi ürettiği çözümdür.

Küresel ısınmaya, bozulan ekolojik dengeye, susuzluğa da Türk çiftçisinin Konya Şeker üzerinden çözümü vardır artık. Su kaynakları damla sulama sistemleriyle daha ekonomik kullanılmakta, toprağı tuzlanmasını, niteliğinin bozulmasını artık geliştirdiği ürünle Türk çiftçisi önlemektedir. Türk çiftçisi toprağa karşı sosyal sorumluluğunu da Konya Şeker eliyle yerine getirmekte 'doğadan aldığını doğaya vermek' ilkesi çerçevesinde üç yılda üç milyon ağaç ekerek ağaçlandırma çalışmalarını da bizzat kendisi yapmaktadır.

Türk çiftçisi artık teknolojiyi yakından takip etmekte, dünyadaki gelişime paralel hatta bazen önce kavuşmaktadır. Türkiye'nin en kaliteli çikolatası çiftçinin fabrikasında üretilmektedir. Sıvı şeker Türkiye'de ilk ve tek olmak üzere yine Çumra Şeker' Entegre Tesisleri'nde üretilmektedir. Kandis şeker, kahverengi şeker yine Türk çiftçisinin Konya Şeker eliyle tüketiciye sunduğu yeni ürünlerdir.

Modern hayvancılık uygulamaları kapsamında Hayvan Kreşi geleceğin örnek modeli olma yolundadır. Şeker Süt ürünleri hijyen ve doğal ürünler olarak üreticiden tüketiciye aracısız ulaşmaktadır. Parmak patates, meyve suyu, kurutulmuş meyve-sebze tesisleri ile Türk çiftçisi de artık tüm dünyadaki eğilimi yakalamış ve organik ve doğal ürün sunmaya başlamıştır.

Bunlar Konya Şeker nezdinde Türk çiftçisinin kısa dönemde başarı hikâyesinin özetidir. Türk çiftçisinin üreten gücü olarak, temel hedefimiz olan üretimin sürekliliğini ve üretimin daraldığı alanlarda yeni alanlar açmayı bugüne kadarki uygulamalarımızla başardık ve başarmaya da devam edeceğiz.

Anadolu topraklarını alınlarının teriyle ıslatanların, toprağın bereketine aza çoğa bakmaksızın şükredenlerin daha çok üretmesi için, üretimin önündeki engelleri kaldırmak için örnek bir başarı hikâyesi yazmanın, 9 yılda borçlu bir şirketten 11 fabrika, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarından birini yaratmanın iç huzurunu yaşıyoruz elbette. Daha yapılacak çok şey olduğunu unutmadan.

Bu topraklara karşı sosyal sorumluluklarımızı ihmal etmeden, üretimin sürekliliğine, toprağa emek verenlerin emeğinin karşılığını almasına, topraktan çıkan ürünü işlemeye, katma değer yaratmaya, üretim alanını genişletmeye, Anadolu'nun üreten insanlarına uzanan dost eli olmaya çabalıyoruz.

Biz yolu açtık ve bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Temennimiz odur ki, bizim açtığımız bu yoldan başkalarının da gelmesi bize eşlik etmesidir.