2018 Yılı Bütçe Görüşmeleri Kapsamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın Bütçesi için Ak Parti Grubu Adına yaptığım konuşmanın metni
Sayın Başkan;
Değerli Milletvekilleri;
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bütçesi üzerinde, AK Parti Gurubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli Milletvekilleri;
Bir ekonomi için ticaret; vücuttaki damarlar gibidir. Mal ve hizmet ticaretinde akış ne kadar düzenli ve hızlı ise ekonomi o kadar sağlam ve sağlıklıdır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın görevi; ticareti hızlandırmak ve ticarette güven ortamını tesis etmektir.
Ticaret nasıl hızlandırılır? Ticaretin önündeki fiziki ve bürokratik engelleri kaldırarak.
Bu yeter mi? Elbette yetmez.
Ticaret için elverişli psikolojik ortamı ve ticareti canlandıracak güven ortamını da oluşturmanız lazım.
Bu ticari ortamı nasıl tesis edersiniz? İşte, bunun ete kemiğe bürünmüş hali, 2002 yılından bu yana AK Parti hükümetlerinin yaptığı işlerdir.
Dünün Türkiye’sinde yaprak kımıldasa, rüzgâr tersten esse alışveriş durur, gümrük kapılarından ne mal girişi, ne de çıkışı olurdu.
Bir Cumhurbaşkanı ile bir Başbakanın anayasa tartışması; faizleri fırlatır, dövizi uçurur, esnafa kepenk kapattırır, fabrikaların çarklarını durdururdu. Birkaç gazete haberi piyasaları sallardı. Bunlar, Türkiye için geride kalmış kötü hatıralardır.
Eski Türkiye’nin yıllarca üzerinden atamayacağı, ticari hayatın işleyişini allak bullak edecek bir ihanet girişimini 15 Temmuz’da yaşadık.
Bu hain kalkışma; hem ülkemizin sağlam ekonomik yapısı, hem milletimizin feraseti, özellikle de Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın, 14 yıl, kuyumcu hassasiyetiyle inşa ettiği ticaret düzeni sayesinde hasarsız atlatıldı.
Ticari hayatın ve sanayinin içinde olan biri olarak söylüyorum; hadiseden 24 saat sonra, fabrikaların çarkları dönmeye başladı.
-Ürün sevkiyatı neredeyse duraksamadan devam etti.
-Tırlarımız, gümrük kapılarından, ihraç ürünlerimizi dış pazarlara nakletmeye devam etti.
-Türkiye’de hiç kimse stokçuluğa yeltenmedi.
-Karaborsacılar zuhur etmedi. Niye?
Çünkü hiçbir bomba, hiçbir kurşun, ticari hayatı teminat altına alan güven zırhını delemedi.
Nitekim, Avrupa Birliği ile ABD’nin hasmane tutumlarına, ekonomimizi hedef almalarına, Güneyimizde ve kuzeyimizde sıcak çatışmalar olmasına rağmen; ekonomimize ve ticaretimize yönelik her suikast girişimi, o güven zırhından döndü.
Nasıl? Bakanlığımız önlem aldı, yönlendirdi, iş dünyamız da Bakanlığımızla yakın çalıştı.
Peki, ne oldu? Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ne yaptı da ticaret hem hızlandı, hem de güven ortamı pekişti? Bakın ne oldu; İhracatımız 36 Milyar Dolardan, 150 Milyar Dolara çıkmasına rağmen; ortalama gümrük işlem süresi 2002’de 15 saat 2 dakika iken bu süre 2 saat 40 dakikaya indi.
Yani dış ticaretin aort damarındaki akış, 4 kattan fazla hızlandı.
Gümrüklerde ileri teknolojinin kullanımı, MERSİS, çek dahil ödeme sistemine getirilen güven, piyasa denetiminde proaktif yaklaşım gibi onlarca yenilik ve yeni yaklaşım; ülkemizdeki ticareti hem hızlandırdı, hem de ticari hayatta güven çıtasını yukarı çekti.
Artık, rüzgârda savrulmuyoruz.
Ülkelerin ticari hayatını yerle bir edecek siyasi gerilimlerden, etkilenmiyoruz.
Çevresinde yaşanan savaşları bile, hasarsız atlatabilen bir ticaret düzenine sahibiz.
Yıka yıka değil, yapa yapa ilerleyen ve Lojistik Merkezleri, İpek Yolu ve evraksız gümrük işlemleri gibi projeleri hayata geçirmeye hazırlanan ve ticaretimizi geleceğe hazırlama konusunda kararlığını ortaya koyan Bakanlığımızın, 2018 Yılı Bütçesinin, hayırlı olmasını diliyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.