Türkiye’nin En Büyük İki Çiftçi Kuruluşu Pankobirlik ve Tarım Kredi Kooperatifleri Dün Bir Araya Gelerek Tarihi Bir Anlaşmaya İmza Attılar.
05 Nisan 2009
Türkiye’nin en büyük iki çiftçi kuruluşu Pankobirlik ve Tarım Kredi Kooperatifleri dün bir araya gelerek tarihi bir anlaşmaya imza attılar. Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk ve Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım’ın katıldığı törende bundan sonra ortak hareket edilme kararı alındı.
Törende konuşan Bedrettin Yıldırım Pankobirlik’in Recep Konuk önderliğinde çok başarılı çalışmalara imza attığını belirterek “Türk çiftçisinin Panko’dan öğreneceği çok şey var. Yapacağımız ortak çalışmalarla artık sadece pancar çiftçisi değil tüm üreticiler dünya çapında projelere kavuşacak. Kriz ortamında yapılan bu birliktelik gelecek açısından bizleri yüreklendirmekte” dedi.
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk “Atatürk’ün ‘Muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır’ sözünü hatırlatarak el ele verip, birikimlerimizi ve avantajlarımızı paylaşarak, çiftçi lehine olacak işbirliği imkânları yaratıp yapılanları bir adım daha ileriye taşıyacağız” dedi.
İki merkez birliğin Türkiye’de bulunan çiftçinin büyük bir bölümünün temsilcisi olduğuna da dikkat çeken Konuk “Bu anlamda bu güç birliği milyonlarca çiftçimizin ortaklığı, buluşması anlamını taşımaktadır. Bu protokolün amacı, her iki kooperatifin doğrudan veya teşkilatları ya da iştirakleri vasıtasıyla gerçekleştirecekleri işbirliği ile bir sinerji meydana getirerek, çiftçi ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak maksadı ile tarımsal girdi, zaruri tüketim maddeleri ihtiyaçlarını uygun şartlarda karşılamak, ürünlerini değerlendirmek ve bu suretle de başta çiftçi ortaklarına ve Türk tarımına katkıda bulunmaktır” dedi.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ile Pankobirlik arasında İmzalanan ‘İşbirliği Niyet Protokolü’ nedeniyle Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk bir açıklama yaptı.
Konuk açıklamasında şunları söyledi:
“Öncelikle, 1863-1867 yılları arasında Mithat Paşa’nın kurduğu Memleket Sandıklarını esas alırsak Türkiye’nin ilk, üye sayısı ve Ülkemizin her coğrafi bölgesinde örgütlenmiş yapısıyla en önemli tarım kooperatiflerinden biri olan Tarım Kredi Kooperatifleri ile 1.672.000 ortaklı Pankobirlik arasında atılan tarihi adıma ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz mutluluğu ifade etmek istiyorum. Bizi Türk tarımı açısından asıl heyecanlandıran ise iki tarımsal örgütlenme devinin buluşmasından ortaya çıkan işbirliği niyet protokolüdür. Bu iki merkez birliği Türkiye’de faaliyette bulunan 4.106.983 hanenin yarısından fazlasının temsilcisidir. Bu anlamda bu güç birliği milyonlarca çiftçimizin ortaklığı, buluşması anlamını taşımaktadır.
Bu bakımdan Pankobirlik Başkanı olarak şahsım ve temsil ettiğim çiftçiler adına hem Tarım Kredi Koopeperatifleri Yöneticilerine hem de bu işbirliği ortamının oluşması için çaba harcayan Pankobirlik yöneticilerine gösterdikleri hassasiyet ve daha çok işbirliği, tarımımızın kronikleşmiş meselelerine ortak çözüm üretme iradesi, birikimlerimizi paylaşma ve el ele vererek Türk tarımını daha ileriye taşıma gayreti için teşekkür ediyorum.
Bu buluşmanın ve ortak bir irade ile işbirliği ortamını hazırlamanın zamanlaması da doğru bir zamanlamadır. Küresel ekonomik krizin bütün sektörleri etkilediği bir dönemdeyiz. Tarım kesimi ve onların sözcüsü olarak bizlerin kamudan elbette beklentilerimiz var. Ancak bu beklentilerden bağımsız olarak bizlerin de işbirliği içerisinde bulabileceğimiz, geliştirebileceğimiz çözümler var ve bizler ortak akılla bu çözümleri üretme gayretindeyiz. Tarım kesimi olarak bizler Türkiye fotoğrafının bir parçasıyız. Ve o fotoğrafta Türk çiftçisinin de hak ettiği ölçüde görünmesini istiyoruz.
Cumhuriyet kurulduğunda nüfusumuz 12,5 milyondu ve bu nüfusun yaklaşık dörtte üçü tarımla uğraşıyordu. Yani ülkenin hemen hemen tek ekonomik faaliyeti tarımsal üretimdi. Ve sermaye de büyük oranda tarımsal üretimden birikti. Tarımdan biriken sermaye ile sanayi kuruldu. Üniversiteler açıldı. Bugünün sanayicisi, girişimcisi, sanatçısı, bilim adamı, bürokratı, siyasetçisi, gazetecisi istisnaları dışında tarım kesiminden, tarım kesiminin finansmanıyla yetişti. Anadolu’nun bereketli topraklarında hem nitelikli vatan evlatları yetişti hem de sanayi tesisleri, okullar, hastaneler yükseldi.
Hepimiz şahit olduk, hepimiz biliyoruz, Cumhuriyetin kuruluşundaki bu önemli işleve rağmen tarımın ekonomi içindeki ağırlığının giderek azalmasına paralel olarak maalesef tarıma bakış açısı da menfi yönde değişti. Türk tarımının Türk çiftçisinden kaynaklanmayan ve herkesin bildiği ancak bir türlü çare üretilemeyen yapısal sorunları var. Kısa vadede çözülebilecek ancak çözülemeyen meseleleri var. Ancak bunun yanı sıra örgütlenme ve küreselleşen ekonomik sisteme adaptasyon ve uzun vadeli stratejik yapılanmalara ihtiyacı var.
Türk tarımının, rekabetçi yapısının geliştirilmesi, tarım kesiminin kalkınmadan ve artan refahtan daha fazla pay alabilmesi için, tarım sektörünün değişken ve dinamik ekonomik sisteme adaptasyonu son derece önemlidir. Bu adaptasyon ve dönüşüm sürecinde şüphesiz en önemli görev devlete, yani ekonomi ve tarım yönetimine düşmekle birlikte, tarım kesimi de gerek somut ve uygulanabilir taleplerle kamuyu hareketlendirerek, örgütlü yapılarıyla çözüm süreçlerine katılarak ve gücü oranında yapabileceklerini realize ederek kamuyla birlikte ve aynı amaç için sürecin hızlanmasında tetikleyici rol alabilir, almalıdır.
Bu rolün hayata geçirilmesinde en etkin ve bilinen yol ise kooperatifçiliktir. Ülkelerin ekonomik kalkınma ve gelişmelerinde önemli bir işleve sahip olan, istihdam yaratma, kaynakları harekete geçirme, yatırım oluşturma, sürdürülebilir kalkınma ve yoksullukla mücadelede etkisi ve etkinliği tartışılmayan ve gelişmiş ülkelerde kamu ve özel sektör yanında üçüncü bir sektör olarak kabul edilen kooperatifçiliğin gösterdiği aşama bizim içinde yol göstericidir. Bugün için birçok Avrupa ve ABD kökenli kooperatif şirketi artık kendi sınırları dışında da yatırım yapar hale gelmiştir. Hem avantajlı hammadde üretimi hem de maliyetleri düşürmek için başka ülkelerde tesis kurmaktan arazi satın alma veya kiralamaya kadar sınır aşan birçok yatırım yapmaktadırlar. Bunu yaparken de hem kendi aralarında hem de özel sektörle işbirliği ve ortaklıklar geliştirmektedirler. Bugün AB ülkelerinde kooperatiflerin payı tarımsal girdi sağlama da % 50, pazarlamada % 60 ve ihracatta % 50’den fazladır. AB ülkelerinde tarımsal gıda sanayinde kooperatiflerin payı % 50’dir. AB-15’te ise bu oran % 60’tır. Dünyada global olarak yaklaşık 100 milyon kişiye iş imkanı kooperatifler tarafından sağlanmaktadır. Bu göstergeler ışığında bakıldığında ise bugün Tarım Kredi Kooperatifleri ile Pankobirlik arasında gerçekleştirilen bu işbirliği daha anlamlı bir hal almaktadır.
Kooperatiflerin görevi kuruluş amaçlarını gerçekleştirecek faaliyetlerde bulunmaktır. Bunda şüphe yok. Ancak bizler bu faaliyetlerimizi genel ekonomik durum ile tarımsal ihtiyaçlara göre şekillendirebildiğimiz taktirde gerçek anlamda bir ekonomik örgütlenme olabiliriz. O nedenle bugünkü protokolün bir anlamı da kriz ortamı düşünüldüğünde tarım kesimi için bir nevi ekonomik önlem paketi olmasıdır.
Bu protokolün amacı, her iki kooperatifin doğrudan veya teşkilatları ya da iştirakleri vasıtasıyla gerçekleştirecekleri işbirliği ile bir sinerji meydana getirerek, çiftçi ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak maksadı ile tarımsal girdi, zaruri tüketim maddeleri ihtiyaçlarını uygun şartlarda karşılamak, ürünlerini değerlendirmek ve bu suretle de başta çiftçi ortaklarına ve Türk tarımına katkıda bulunmaktır.
Bir anlamda bu protokol ileriye yönelik işbirliği imkanları bir yana tarım kesimine yönelik açılan ilk destek paketidir. Ve bu önlem paketini ne mutlu ki geliştiren Tarım Kredi Kooperatifleri ile Pankobirliktir.
Bu protokolle, tarımsal girdiler yani, kimyevi, sıvı ve organik gübreler, zirai mücadele ilaçları, sertifikalı tohum, fide ve fidan, akaryakıt, tarımsal mekanizasyon araçları, yem, hayvancılık, suni tohumlama gibi tarımsal üretime yönelik tedbirlerin yanı sıra un, yağ, kömür, şeker gibi zaruri tüketim maddelerinin ucuz temini ve hububat, sertifikalı tohum ve pancar gibi ürünlerin değerlendirilmesi pazarlarının korunması açısından işbirliği hedeflenmiştir.
Bu iki kuruluş hem iştirakleri hem ortaklık yapıları hem de tarım kesimindeki ağırlıkları bakımından bunu realize edebilecek güçtedir.
Hem Tarım Kredi Kooperatiflerinin hem bizim amacımız Türk Çiftçisinin tekniğin en modern araçlarını kullanarak üretimini arttırması, pazarda ürünlerinin değerinin korunması, onların işlenmesinin sağlanmasıdır.
Kooperatifçilikle bizler milli gelirin adil dağılmasına hizmet etmek, ağırlıklı olarak küçük işletme vasfında olan tarım işletmelerimizin sahibi çiftçilerimizi aracılık ve tefeciliğe karşı korumak, onların girdi maliyetlerini düşürmek, tarımsal sanayiyi oluşturarak katma değer yaratmak amacındayız.
Yani bizlerin en temel görevi pazar karşısında çiftçinin zayıflıklarını önlemek ve serbest piyasa ortamında onların ezilmesinin önüne geçmektir.
Tarım kooperatiflerine çiftçiler ya ürününü daha yüksek fiyata satmak, ya da üretim girdi ve araçlarını daha ucuza temin etmek için üye olurlar. Ve bir kooperatifte çiftçinin bu beklentilerine cevap verdiği oranda başarılı olur.
İşlevleri somutlaştırmak gerekirse bir tarım kooperatifinden beklenen;
Çiftçinin üretim yapmasını sağlamak,
Üretim maliyetlerini düşürmek,
Ürünün değerini korumak,
Modern tarım teknik ve araçlarını çiftçiye sunmak,
Ucuz girdi temin etmek,
Ürünün değerlendirilmesi için sanayisini yapmak,
Ucuz kredi ve finansman sağlamak,
Eğitim faaliyetlerini yürütmek,
Çiftçinin talep ve beklentileri konusunda kamuoyu oluşturmak,
Toplu pazarlık ve toplu alım yaparak çiftçi menfaatini korumaktır.
Bu somut işlevlere bakıldığında bunların birçoğu bu iki dev örgütlenmenin bugüne kadar zaten ayrı ayrı yerine getirdiği işlevlerdir. Bu işlevleri realize etmek her iki kooperatifin de organizasyonları, iştirakleri, işletmeleri, sanayi tesisleri vardır. Bu protokolle gerçekleştirilmek istenen ise el ele vererek, birikimlerimizi ve avantajlarımızı paylaşarak, çiftçi lehine olacak işbirliği imkânları yaratarak yapılanları bir adım daha ileriye taşımaktır.
Atatürk’ün “muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir” sözü bu protokolün ilham kaynağıdır.
Bugün Konya’da Türk çiftçisinin yarısından fazlasını temsil eden bizler, Türk tarımının dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizden en az hasarla ve hatta büyüyerek çıkmasını sağlayacak adımları atmak, işbirliği imkânlarını bulmak, her iki kooperatifin üyesi olan çiftçilerimizle tarımsal örgütlenme devi birliklerimizin önemli aşamalar kaydettiği sektör ve tecrübeleri buluşturmak gayretindeyiz.
Davetimizi kabul ederek bizleri şereflendiren, Türk tarımının geleceği için önemli bir adımın atılmasına imkân yaratan başta Tarım Kredi Kooperatifleri Yönetim Kurulu Başkanımıza ve Üyelerine, Sayın Genel Müdür ile Bölge Müdürlerimize ve Pankobirlik yöneticilerine işbirliği ortamını yarattıkları ve temsil ettiğimiz camiaların kucaklaşmasına, ortak hedefimiz tarımsal kalkınma için birlikte çalışma iradesinin ortaya konmasına vesile oldukları için teşekkür ediyor, protokolün milyonlarca ortağımız ve Türk tarımı için hayırlı olmasını ve bu protokolün daha kapsamlı işbirliği ve ortaklılara vesile teşkil etmesini diliyorum.”