Recep Konuk; "Yeni Projelerimiz Var ve Yeni Yatırımlarla Üretmek ve Ürettirmek İçin Hırslandık"
08 Ekim 2010
ABD'de bir haftada 7 üretim tesisini inceledi, şeref konuğu olarak kansas ticaret borsasının seans açılışını yaptı, bir üniversite iki enstitüye konuk oldu..
ABD'de bir haftada 7 üretim tesisini inceledi, şeref konuğu olarak kansas ticaret borsasının seans açılışını yaptı, bir üniversite iki enstitüye konuk oldu, ABD’nin en önemli tarım dergilerinden biri ile kasım sayısı için röportaj yaptı ve Türkiye’ye dönüşünde iddiali konuştu.
Recep KONUK; Türkiye de Çok Üretecek, Türk Çiftçisi de En Az Oradakiler Kadar Kazanacak. Yeni Projelerimiz Var ve Yeni Yatırımlarla Üretmek ve Ürettirmek İçin Hırslandık.
Geçtiğimiz günlerde Eski ABD Başkanı Bill Clinton’un davetlisi olarak Clinton Küresel Girişimi’nin Yıllık Toplantısına katılmak için New York’a giden Pankobirlik ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, zirvenin tamamlanmasından sonra Konya Şeker ve Pankobirlik’ten gelen teknik ekiple buluşarak iklimi, coğrafyası ve toprak yapısı itibarıyla ülkemiz ile büyük benzerlikler gösteren Kansas Eyaletine geçerek tarım işletmeleri, üretim sahaları, entegre tesisler, bilim merkezleri, ürün borsaları ile Kooperatifçilik Enstitüsü ziyaretlerini içeren bir haftalık çalışma gezisi gerçekleştirdi.
Pankobirlik ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk ve beraberindeki heyet, yem, yem katkı maddeleri, küspe enzimleri, tohumluk üretimi, enerji tarımı gibi projelendirme çalışmaları sürdürülen konularda işbirliği imkânları araştırılan kuruluş, Üniversiteler ve Enstitülerle de bu ziyaret vesilesiyle görüşmeler yaptı.
Teknik ekibiyle birlikte bir haftalık çalışma gezisinde 7 üretim tesisinde üretim prosesinin detayları dahil teknik incelemelerde bulunan, bu üretim tesislerinin üretim sahalarını inceleyen ve ülkemizde uygulanabilecek yenilikler konusunda teknik işbirliği ve ortak yatırım konusunda görüşmeler gerçekleştiren Recep Konuk yoğun programına çiftlik ve tarla gezilerini, Kansas Eyalet Üniversitesi ve İki Enstitü Ziyaretini de sığdırdı. Arthur Capper Kooperatif Merkezinde Kooperatifçilik konusunda yapılan çalışmalar, uygulanan eğitim programları hakkında bilgi alan, ABD’nin en saygın Tarım Dergilerinden biri olan Dünya Hububat Dergisinin Kasım sayısı için röportaj veren Konuk,120 yıl önce kurulan ve dünyanın en çok işlem yapılan hububat borsası olan Kansas Ticaret Borsası’nın Şeref Konuğu olarak seans açılışını yaptı ve aldığı brifingin ardından üreticiler ve yatırımcılara hitap etti.
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 120 yıllık geçmişi bulunan Kansas Ticaret Borsası’nın şeref konuğu oldu ve borsanın o günkü seans açılışını yaptı. Kansas Ticaret Borsası’nın seans açılışını yapan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, borsa yöneticilerinin verdiği brifingi dinledi. Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk’un şeref konuğu olduğu Kansas Ticaret Borsası’nın led ekranlarına “Hoş geldin Recep Konuk” yazıldı.
ABD’nin Kansas Eyaletinde gerçekleştirdiği yoğun çalışma gezisinin ardından izlenimlerini ve değerlendirmelerini paylaşan Pankobirlik ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk şunları söyledi; “Türkiye Dünyanın 8 inci büyük tarım ekonomisi. Son on yıllık dönemde üç basamak yukarı çıktık. Ancak bu yetmez, yetmemeli. Basamakları daha hızlı tırmanmalıyız, bu imkâna sahibiz. Toprak varlığı, tarımsal üretim için son derece elverişli iklim koşulları ve her türlü ürünü yetiştirmeye müsait coğrafi özellikleri ve dünyanın endemik tür çeşitliliği bakımından en zengin ülkelerinden biri olan Türkiye için daha çok üretmenin yolunu açmak, ne imkânsızdır ne de bunu başarmak mucizedir. Biz muazzam üretim potansiyeline sahibiz ve o potansiyelden zenginlik üretmeliyiz, üreteceğiz. Türkiye’de daha çok üretecek, Türk çiftçisi de daha çok kazanacak.
Dünya’nın en büyük tarım ekonomilerinden birine gerçekleştirdiğimiz bu ziyareti bu açıdan önemsiyorum. Onlarda ne var biz de ne eksik, bu tür ziyaretlerle bunları görme, analiz etme ve zaaflarımızı giderecek projeler, model projeler geliştirme imkânı buluyoruz. Gelişmiş ülkelerde, dünyanın en önemli tarım ekonomilerinde üreticinin üretim şartlarını ve ekonomik durumunu, tarımsal sanayinin ulaştığı noktayı, teknolojik gelişmeleri, üretim organizasyonlarının ve yapılanmalarının verim ve gelir etkisini değerlendirip bizde de bu gelişmeler neden olmasın diye kendimize soruyor ve yeni yatırım ve projeler için motive oluyoruz. Bizim teknik ekibimizin aklında bu seyahatten alış veriş merkezleri, kanyonlar veya tarihi anıtlar kalmadı, çünkü hiçbirini görmeye fırsatları olmadı. Hepsi Türkiye’ye kafalarında onlarca projeyle döndü. Hepimiz, üretim bantları, ekim sahaları, çiftlikler, yem rasyonları, laboratuar çalışmaları, devasa teknolojik yatırımların hafızamızda bıraktığı izlerle yurda döndük. Konya’daki gibi mesaimizi fabrikalarda, tarlalarda geçirdik, farkı şu yenilikleri ve yeni organizasyonları tanıma fırsatı bulduk.
Şimdi o gördüklerimizden ülke tarımı, Türk çiftçisi ve tarımsal sanayi için uygulama projeleri oluşturma gayretindeyiz. Gördüklerimizi, öğrendiklerimizi Türkiye gerçeği ile harmanlayacağız ve bir projeler demeti oluşturacağız. Türkiye’nin ileri ekonomilerle arasındaki farkı kapatması ve Türk çiftçisinin daha çok üretmesi için yeni yatırımlarla yeni üretim alanları açacağız. Daha çok üretip daha çok ürettireceğiz. Yeni projelerimiz var ve yeni yatırımlarımızla üreterek ürettirmek için hırslanarak döndük.”
“Türk tarım sektörünün meseleleri olarak gündeme gelen konular maalesef sonuçlar üzerinden yapılan tartışmalardır ve bana göre bunlar teferruattı” diyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü; “ Mesela mazot gibi, gübre gibi üretim girdilerinin ülkemizde pahalı olması bir meseledir ve üretim maliyetlerimizi etkiliyor. Ancak bu bir günde ve bir tebliğle çözülebilecek bir konudur. Keza bugün destekleme alımlarında açıklanan fiyatları beğenmeyebiliriz, ancak o da bir bütçe döneminde herkesi tatmin edecek düzeye getirilebilir, bir Bakanlar Kurulu Kararıyla halledilebilecek bir konudur. Ancak Türk tarımının bunların dışında da çözüm bulunması gereken meseleleri var, kat etmesi gereken mesafeler var. Bunları kat ettiğimiz zaman tarım ekonomileri arasında üst sıralara daha hızlı tırmanacağız. Bu çalışma gezilerini biz sadece birkaç fabrika daha inşa etmek, birkaç yatırım projesi daha geliştirmek amaçlı yapmıyoruz, gördüklerimizden ülke tarımının bütünü için de sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz.
Kansas eyaleti Türkiye’nin üçte biri büyüklüğünde ve ABD’nin hububat üretimi en fazla burada gerçekleştiriliyor. İklim ve coğrafi özellikler itibarıyla Türkiye ile benzerlikleri yüksek, gelişmiş bir hayvancılık var ve ABD’nin biyo yakıt hedeflerine etanol üretimiyle en çok katkı veren eyaletlerden biri. Eyalette 64.500 çiftlik mevcut ve ortalama işletme büyüklüğü 295 hektar, bizdeki işletmelerle kıyas kabul etmeyecek bir büyüklük. Biz ekonomik açıdan işletme büyüklüğünü optimal seviyeye taşımış bu ekonomilerle rekabet etmeye çalışıyoruz. Bu zaafımızı arazi toplulaştırması gibi çalışmalarla gidermeye çalışıyoruz ancak yavaş ilerleyebiliyoruz. Onu hızlandıramıyorsak ya da bu çalışmaları desteklemek için başka çözümler geliştirmeliyiz mesela yeni üretim organizasyonları, şirketleşme, kooperatif organizasyonları gibi konulara zaman ayırmalı, çalışmalıyız. Başka dezavantajlarımız da var. Mesela, Kansas Türkiye’nin üçte biri büyüklüğünde ancak hububat depolama imkânı Türkiye’nin üç katı ve üreticiler yeni depolama yatırımları talep ediyor. Etkin bir hububat borsaları var. Dünyanın hububat piyasasında en çok işlem yapılan Kansas Ticaret Borsası’nın seans açılışını yaptık.
Şunu gördük, hububatta işlevsel bir vadeli ürün borsasına sahipler. Üretici, yatırımcı, sanayici, tüccar, değirmenciler, fırıncılar herkes sistemin içinde yer alıyor ve üretime yatırım yapılıyor. Dolayısıyla üretici ve sanayici bir yıl sonraki fiyatı aşağı yukarı biliyor ve fiyat değişiklikleri riskini minimize eden sistem sayesinde üreticiler üretim planlamasını daha sağlıklı yapabiliyor. Bu borsada en çok işlem gören ürün kırmızı sert buğday ve onunda ilginç bir detayı var, 1800’lü yılların başında ABD’ye göç eden Rusyalı göçmenlerin götürdüğü tohumlar Amerika’ya adapte olmuş ve dominant olarak Amerika’da o buğday yetiştiriliyor. Bu buğday çeşidi hala aynı adla işlem görüyor Türkiye Kırmızı Buğdayı.
Buğday dışında mısır, arpa, yulaf, soya gibi ürünlerin de borsada işlem gördüğü ve yetiştirildiği Kansas Eyaletinde hububattan biyo yakıt üreten çok sayıda tesis de doğal olarak kurulmuş. ABD Başkanı 2007 yılında hedef olarak petrol ithalatının sona ermesi için 2017 yılına kadar tarımsal üretimi %500 arttırma hedefi koymuş ve çiftçileri desteklemiş bugün geldikleri noktada sorgum ve tahıl üretimini arttırmışlar, 3 yılda 80 yeni etanol fabrikası kurulmuş ve enerji tarımıyla petrol ithalatını sıfıra indirme hedefine hızla ilerliyorlar. Hububat üretiminin yüksek olduğu eyalette, biyoyakıt endüstrisi çıktısı olan ürün posalarının da yüksek nitelikli yem özelliği olunca hayvancılıkta gelişmiş. Dolayısıyla büyük hayvan çiftlikleri ve et ve süt ürünleri tesisleri kurulmuş. Bunları da inceleme fırsatımız oldu. Şu kadarını söylemeliyim, bu birbirine entegre yapıda üretim organizasyonu olarak ülkemize adapte edeceğimiz bir çok husus yanında büyük besi çiftliklerindeki hayvanların dışkısı bile fiyatlanmış. Dışkıdaki çinko veya başka bileşenler ile onun destekleyeceği ve verimli yapılabileceği yem bitkilerinin üretim deseninin dahi hesabı yapılıyor. Biz de bu hesapları yapacağız, rekabetçi yapınız ancak böyle güçleniyor.
Üç değişik besi çiftliğini ve mezbahalarını, 2 et entegre tesisini, bir süt ürünleri tesisini inceledim. Bunlar değişik ölçekteki işletmelerdi. Bunlardan biri günde 600 kesim yapabilen bir mezbahaya sahipti, bir diğeri çiftliği ve entegre tesisiyle 3100 kişinin çalıştığı ve günde 6.000 baş kesim yapabilen devasa bir entegre tesisti. Bir diğerinin 50.000 başlık çiftliği vardı, bir başkasının haftalık hayvan giriş çıkışı 5.000. yani 5.000 hayvan besiye geliyor, 5.000 hayvan kesime gidiyor. Bu hayvanları 250-300 kilo olarak alıyorlar ve yaklaşık 500-600 kilo olarak gönderiyorlar. Erkek danalarda günlük kilo artışını 1,3 ile 1,6 kilogram düzeyine, dişiler de ise 1,3-1,5 kilogram düzeyine çıkarmışlar, yani besiye gelen hayvan 5 ayda iki katına çıkıyor. Çeşitli sebeplerle hayvan zayiat oranları ise yılda %0,6 oranında. Yani 50.000 çiftlik yılda üç kere besi çiftliğini doldurup boşaltacak döngü kurmuş ve yaklaşık 150.000 hayvanı besliyor, hastalık, doğa şartları gibi bütün sebeplere rağmen kaybı ancak 900’lerde kalıyor. Hayvanın yemi iyi sindirmesi için mesela dane mısırı yüksek ısılı buharda pişiriyor veya etonol çıktısı mısır posasını nemlendirip yediriyorlar. Bu işletmelerin başka özellikleri de var. Mesela bize örnek olabilecek yapılanmaları var. Üç değişik işletmede de gördüğüm bir husus var.
Piyasadan kendi işletmeleri adına besi için aldıkları hayvanlar besiye alınan toplam hayvan sayısının yaklaşık yarısı. Diğer yarısı başkaları adına besiye alınan hayvanlar. Çiftçiler, üreticiler veya küçük yatırımcılar ya da piyasada kar gözetleyen yatırım şirketleri kendi hayvanlarını piyasadan temin edip bu çiftliklere besi için teslim ediyorlar. Yaklaşık 4-5 aylık besi süresi sonunda masraflarını ödeyip satışını ya kendileri yapıyorlar ya da bu işletmelerin et tesislerinde değerlendiriyorlar. Bizim de Konya Şeker’de süt inekçiliği için kurduğumuz Dana Kreşine benzeyen ve diğer yatırımımız olan et inekçiliği için de kurmayı düşündüğümüz sisteme benzeyen bu uygulamayı küçük sermayeli yatırımcıları da veya köy kalkınma kooperatiflerini de dahil edecek bir şekilde, hem Konya’da hem tüm Türkiye’de zenginleştirebiliriz, modelleyebiliriz diye düşünüyoruz.