5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Recep Konuk; kuralsız ekonomik mücadele, sınırsız tüketme arzusu doğal kaynakların hoyratça tüketilmesine, dünyanın dengesinin bozulmasına sebep oldu. İnsanlık yaşadığı çevreyi, doğayı ve dünyamızı tüketmeden tüketmeyi başaramadı. Şimdi beton yığınlarının içinde yaşıyor, oksijeni daha az havayı soluyor, temiz su kaynaklarına ulaşmakta zorlanıyor, küresel ısınma ve kuraklığın sonucu kıtlık ve açlıktan endişe ediyor, iklim değişiklikleriyle mücadele için artık büyük bedeller ödüyoruz.

Tehlikenin artık ihmal edilemeyecek boyutta olduğunu gören dünya, çevre yasaları, uluslararası standartlar, Kyoto Protokolü gibi çevre hassasiyetlerini taşıyan ve kuralsızlığa son veren önlemleri almaya başlamıştır. Çağımızda anlayış ve yaklaşım değişmiştir. İnsanlık artık kendisini sınırlayan kurallar koyarak içinde yaşadığı dünyanın yok olmasını engellemeye çalışmaktadır. Ülkemizde AB standartlarına uyum çalışmalarını yürütmekte öte yandan Kyoto Protokolünü imzalamaya hazırlanmaktadır. Bunlar yaşadığımız çevrenin ve dünyamızın korunması için olumlu gelişmelerdir.

Ancak kuralların konması yetmemektedir. Hatta konulan kuralların uygulanmasına yönelik izleme ve denetleme süreci de yetmemektedir. Önemli olan kurallara uymakla yükümlü olanların çevre hassasiyetine sahip olmalarıdır. Doğanın korunması için yükümlülükleri olduğuna samimiyetle inanmalarıdır. En önemlisi de çevre ile ilgili söylemlerin hayata geçirilmesidir.

Bir üretici kuruluşu olan, varlık sebebini tarımda ve tarımsal üretimin sürekliliğinde gören Konya Şeker, çevre hassasiyetini mevzuatın getirdiği yükümlülüklerin de fazlasını hayata geçirerek göstermiştir. Çevre duyarlılığını “doğadan aldığından fazlasını doğaya geri vermek” olarak formüle eden Konya Şeker’in çevreci yaklaşımı sözde kalmamış bil fiil hayata geçirilmiştir. Bu çerçevede;

- Çumra Şeker Entegre Tesisleri tarım arazilerinin korunmasına yönelik hassasiyetimizin bir göstergesi olarak 5 inci sınıf tarım arazisine kurulmuş,

- Fabrikalarımızda kullanılan suyun arıtılarak tekrar tarımsal sulamaya kazandırılmasını sağlayan arıtma tesisi yatırımı gerçekleştirilmiş,

- Elektronik filtreleme sistemi ile hava kirliliğinin önüne geçilmiş,

- Fosil yakıtların çevreye verdiği zararın azaltılması amacıyla AB’nin standart olarak uygulamaya hazırlandığı (taşımada % 10 biyo yakıt zorunluluğu) biyo yakıt yaklaşımına paralel olarak çevreci yakıt olarak bilinen biyo etanol üretimine başlanmış,

- Küresel ısınma ve bunun sonucunda yaşanan kuraklık tehlikesine karşı, suyun tasarruflu kullanımını sağlayan Damlama Sulama yatırımı gerçekleştirilmiş,

- Doğaya ve topluma karşı sosyal sorumluluk anlayışıyla yılda bir buçuk milyon üretim kapasiteli fidanlık kurulmuş ve iki buçuk yılda üç milyon fidan toprakla buluşturulmuş,

- Bu fidanların oluşturulan ekiplerle sulama ve bakım çalışmaları da çevreye karşı sorumluluğun devamı olarak kabul edilmiş ve sürekli hale getirilmiş, bu sayede % 95 tutma oranına ulaşılmış, yeni hedef de Türkiye nüfusu kadar fidanı toprakla buluşturmak olarak açıklanmıştır.

Çevrenin korunması amacı çevreci kaygıların dile getirilmesiyle veya söylemle maalesef gerçekleştirilememektedir. Çevre ile ilgili kaygılar ancak somut projeler hayata geçirilerek izole edilebilir. Çevre kaygılarını samimi bir şekilde hissetmiş ve bu kaygıları izole etmek için yatırımlarını ve yükümlülüklerinden daha fazlasını eksiksiz tamamlamış, çevreci söylemleri somut uygulamalar olarak hayata geçirmiş olmanın huzuru ve gönül rahatlığıyla Dünya Çevre Gününü kutluyor, mevzuatla belirlenecek kuralların da ötesinde herkesi yaşadığımız çevreye karşı yükümlülüklerini yerine getirme konusunda hassasiyete davet ediyoruz, dedi.