Milli bayramların anlamında bizi millet kılan bir tarihi anın ve o tarihi olayla anlam ve ifade olarak özdeşleşmiş değerlerin, millet olarak takınılan bir tavır, duruş ve kararlılığın ifadesi vardır. Onların yıldönümlerinde hep birlikte yeniden o güne ve döneme döner, yaşananlardan yola çıkarak bugünümüz ve gelecek için zorlukları aşma ve yeni hedeflere yürüme konusunda tarihimizden ders, ilham ve güç alırız.

Bu anlamda da 19 Mayıs sadece İstanbul’dan hareket eden Bandırma Vapuru’nun Samsun’a ulaşmasından ibaret değildir. O deniz seyahatinin, milletimizin tarih yolculuğundaki anlam ve önemi büyüktür. Onlarca yıl, onlarca cephede yorgun düşmüş Türk milleti kendisine dayatılan şartlara da, karşısındaki güce de boyun eğmeyeceğini Samsun’dan başlayan süreçle ilan etmiştir. Türk milleti Samsun’da başlayan süreçte hür ve egemen yaşama iradesinin peşine düşmüş, o iradeyi sahiplenmiştir.

Samsun’dan yola çıkarak tüm Anadolu ve Trakya’yı istiklal mücadelesine ortak eden irade vatan topraklarının her karışında ve milletin her ferdinde karşılık bulmuş, bu zor şartlardan ancak milletin azim ve kararlılığıyla, millet iradesi ile kurtulmanın mümkün olduğu milletin sesinin yükseldiği kongrelerle kayıt altına alınarak kurtuluşun yolu açılmıştır. Mücadele 19 Mayıs’ta milletle başlamış, zafer de milletle kazınılmıştır. Milletin verdiği mücadele nihayet Cumhuriyetle taçlanmıştır. Büyük Atatürk 19 Mayıs gününü bayram olarak ilan ederken en büyük eserim dediği Cumhuriyetimizi de Türk gençliğine emanet etmiştir.

19 Mayıs’ta başlayıp zaferle sonuçlanan ve bugün gençlerimizin yüksek şuurlarına emanet edilen o tarihi andan çıkaracağımız ders, şartlar ne olursa olsun umutsuzluk ve karamsarlığın bizim milletimizin karakteri olmadığıdır. Daha iyi bir gelecek için ilham ve güç alacağımız değer ise birlik olma ve birlikte başarma tavır ve duruşudur.

Bizler Türk çiftçisi olarak 91 yıl önce çıkılan o yolculuğun mana ve önemini idrak etmiş, o duruş, tavır ve kararlılıktan bugün için ders çıkarıp ilham ve güç almış olarak istiklal ve istikbal mücadelesini canlı tutuyor, yaşıyor, yaşatıyor ve sürdürüyoruz. Türk çiftçisi olarak bizler, şartlar ne olursa olsun umutsuzluk ve karamsarlığın bizim milletimizin karakterinde olmadığını tarihimizden öğrendik. Fedakarlığın sonucunu da istiklal ile aldık. Biz o gün silahla verilen egemenlik mücadelesinin bugün başka alanlarda verildiğinin farkındayız. Bunlardan biri, belki de en önemlisi iktisadi egemenlik mücadelesi. Bu mücadelenin de en önemli unsuru üretim. Şartlar ne olursa olsun üretimde devamlılık. Her üretilen başağın iktisadi egemenlik mücadelesinde bir cephane olduğunu biliyor ve o idrak ile üretiyoruz.  Hür bir Türkiye için tarihten gücünü alan bir azim ve kararlılıkla gelecek için, genç nesiller için istikbali garantide, istiklalini ekonomik bağımsızlıkla taçlandırmış bir Türkiye için üretmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Samsun’da hürriyet ateşini yakan Ulu Önder Atatürk’ü, milletimizin istiklal ve istikbal yolculuğunda ona eşlik eden silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anarken, şuur, idrak ve nitelikleri ile gurur duyduğumuz ve en büyük zenginliğimiz olarak gördüğümüz gençlerimizin ve tüm milletimizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum.