Haberler

Paylaş

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü Kutladı

04 Haziran 2012
Konya Şeker, yeşil ekonominin de samimi uygulayıcısıdır... Birleşmiş Milletler’in 1972 yılında 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan ettiği ve bu yıl 40.ıncısını kutladığımız Dünya Çevre Günü’nü kutlayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Üretici olarak bizler çevre konusunda mesuliyetlerimizi idrak etmiş, rolümüzü benimsemiş ve bunun gereğini eksiksiz yerine getirme gayretindeyiz” dedi.

Her yıl çevre faktörlerine dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler tarafından bir ana tema belinlendiğini ve bu yıl ki ana temanın ise “Yeşil Ekonomi; Sizi de kapsıyor mu?” olarak tespit edildiğini belirten Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Umuyoruz ve diliyoruz ki bu özel gün, hem bu seneki ana tema, hem de diğer çevre etkenleri konusunda sadece ülkemizde değil tüm dünyada somut bazı önlemlerin geliştirilmesine vesile olsun. Çünkü hem insanlığın hem dünyamızın çevre konusunda atılacak adımların hızlandırılmasına, geliştirilecek önlemlerin bir an önce devreye sokulmasına ihtiyacı var” diye konuştu.

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ile ilgili yayınladığı kutlama mesajında şunları söyledi; Birleşmiş Milletlerin 1972’de 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan etmesinden bu yana önemli bir mesafe alındığı bir gerçektir. Ancak, gelişen çevre hassasiyetine, alınan önlemlere, uygulanan uluslararası yaptırımlara rağmen geçen 40 yılda da çevre problemlerinin artarak sürdüğü de bir gerçektir. Dünyamız ısınmış, buzullar erimeye başlamış, deniz seviyesi yükselmişti, bugün de aynı probleme çare arıyoruz. Su kaynakları ve toprak kirlenmiş, ekolojik denge ile üretim yapısı bozulmuştu, o bozulan dengeyi tüm dünyada hala tesis edemedik. Dünyamızı ve çevreyi hoyratça kullanmanın bedelini tüm dünya ve tüm insanlar bugün ödüyor, gelecek nesiller için problemin altından kalkılamayacak boyuta ulaşmaması için yapılacak çok şey, atılacak çok adım, alınacak çok önlem var.

Mesele hepimizin, tüm dünyanın meselesidir ve uluslararası kurum ve kuruluşların, devletlerin harekete geçmesi yetmez, bütün insanlar, bütün kurumlar işin ucundan tutmalı, taşın eline altını koymalı. Bu dünyanın bir parçası olan herkesin, insanlığın ve her çevre bileşeninin geleceği ortak. Ya birlikte bu dünyada varlığımızı devam ettireceğiz veya karanlık bir meçhule doğru hepimiz biraz daha yaklaşacağız. Bilim adamları bugüne kadar nesli tükenenler hariç 17.000 bitki ve hayvan türünün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Bunun büyük oranda sorumlusu da maalesef insanlık, insanlığın çevreye yaptığı tahribat. İnsanlık biyolojik çeşitliliği koruma ya da yok etme gücüne sahip en etkin unsur. O nedenle de Birleşmiş Milletler bu sene tüm dünyaya soruyor, yeşil ekonomi sizi de kapsıyor mu? Bu soruyla şunu hatırlatıyor tüm insanlara, dünyamızın fiziksel kapasitesini aşmasını önlemek için sizin de oynayabileceğiniz bir rol mutlaka vardır.

Üretici olarak bizler çevre konusunda mesuliyetlerimizi idrak etmiş, rolümüzü benimsemiş ve bunun gereğini eksiksiz yerine getirme gayretindeyiz. Çünkü biz ürün ve üretim azalınca kaybedilenlerin ne olduğunu da, artınca kazancın ne olduğunu da biliyoruz. Varlık sebebini tarımda ve tarımsal üretimin sürekliliğinde gören ve bunun da ancak sürdürülebilir bir ekosistemle mümkün olduğunun bilincinde olan Konya Şeker ve onun nezdinde Türk Çiftçisi çevre hassasiyetini “doğaya sahip çıkarak, tüketmeden üretmek” olarak formüle etmiştir. Bunu da sloganda bırakmamış, çevreye kattıkları ile somutlaştırmıştır. Ağaçlandırmadan başlayarak, susuzluk ve çölleşme ile mücadeleden, yatırımlarındaki çevre hassasiyetine kadar her alanda doğaya saygıyı prensip edinen Konya Şeker, yeşil ekonominin de samimi uygulayıcısıdır. Çünkü biz şuna samimi olarak inanıyoruz. Bitki ve hayvan varlığının devamı ve üretimi insan ihtiyaçlarının karşılanması için zorunludur. Ancak bu ihtiyaç için üretim yaklaşımının da sınırı vardır ve o sınır hayat kaynağı ekolojik zincirin zedelenmemesidir.

Dünyamızın ve topraklarımızın bir miras değil, çocuklarımız için sahip çıktığımız bir emanet olduğunu idrak etmiş ve çevreci kaygıları samimi bir şekilde hissetmiştir. Bu kaygıları izole etmek için yatırımlarını ve yükümlülüklerinden daha fazlasını eksiksiz tamamlamış, çevreci söylemleri somut uygulamalar olarak hayata geçirmiş olmanın huzur ve gönül rahatlığıyla Dünya Çevre Gününü kutluyor, herkesi dünyamıza ve dünya üzerinde ortak bir geleceği paylaşacağımız Allah’ın yarattıklarına sahip çıkarak, çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.”