Haberler

Paylaş

Konya Şeker’den 300 Dolarlık İthal Ayçiçeği Restine Rest Geldi

25 Ağustos 2014
Avans Fiyata Geçen Seneye Göre 170 TL Zam, Ödemenin Yarısı Hemen Ayçiçeği hasadının başlamasıyla birlikte, büyük alıcılar ithal ürün fiyatlarındaki düşüş nedeniyle beklemeye geçerken, Konya Şeker iç piyasanın özellikle Rusya’daki ayçiçeği fiyatlarındaki düşüşten daha fazla etkilenmemesi amacıyla geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine avans fiyatlarını açıklayarak piyasaları hareketlendirmek için devreye girdi. Dünyadaki büyük ayçiçeği üreticilerinden biri olan ve ihracat kapasitesinin yüksekliği nedeniyle dünya piyasalarındaki fiyatları etkileyen Rusya’da ayçiçeği fiyatlarının hasat sezonunun başlamasıyla birlikte Temmuz ayında ulaştığı 390 $’lık seviyeden 300-310 $’a gerilemesi iç pazardaki ayçiçeği fiyatları üzerinde de baskı oluşturmaya başladı. Toplam ihtiyacının yarısından fazlasını ithal ürünle karşılayan ülkemizde ürün fiyatlarının oluşması ithal ürün fiyatlarıyla bire bir bağlantılı olurken, büyük alıcılar ve birlikler fiyatlarını belirlemek için genellikle dünyadaki büyük üretici ülkelerdeki fiyatlara göre pozisyon alıp ona göre fiyat belirliyorlar. Ülkemizin ise ithal ürüne karşı uluslararası anlaşmalar nedeniyle alabildiği tek önlem ithal ürüne yönelik referans fiyat uygulamasından ibaret. Referans fiyat uygulaması ile ithalatçı ürünü gerçekte kaç dolara ithal ederse etsin, devlet ithal edilen ürünü belirlenen referans fiyattan ithal edilmiş sayarak vergilendirmeyi o referans fiyat üzerinden yapıyor. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıl dünya piyasalarında ayçiçeği fiyatlarının 350 $ seviyesine gerilemesi ve iç piyasada fiyatların 900 TL’lere inmesi üzerine, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk çözüm için bir dizi görüşmelerde bulunmuş ve Sayın Davutoğlu’nun konuya hassasiyetle yaklaşması bakanlıklar nezdinde yürüttüğü girişim neticesinde 525 dolarlık referans fiyat 675 dolara çıkarılmıştı. Referans fiyattaki bu değişiklik, referans fiyata uygulanan %27’lik vergi sayesinde gerçekte 350 dolara ithal edilen ithal ayçiçeğinin sınırlarımızdan 40,5 dolar daha ilave vergi ödenerek girmesini sağlamıştı.
Hasat sezonunun başlamasıyla birlikte Rusya’daki fiyatların önce geçtiğimiz yılın seviyesine gerilemesi ve ithal ürün fiyatlarındaki beklentinin geçtiğimiz yılın da altında oluşması, hasat başlamasına rağmen büyük alıcılar ile tüccarın pazara girmemesi üzerine tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi ilk harekete geçen yine Konya Şeker oldu. İthal ürün restine adeta rest çeken Konya Şeker, geçtiğimiz yıl açıkladığı avans fiyatların ortalama % 15 üzerinde bir fiyat belirledi.  Bir önceki yıla göre ithal ürünün 20-40 $ arasında düşük bir fiyattan işlem görmesine rağmen geçen yıl açıkladığı avans fiyatları ton başına 170 TL arttıran Konya Şeker, % 44 yağlı ayçiçeği için 1.300 TL/Ton avans fiyat belirlerken, %45 yağlı ayçiçeğinin 1.320 TL, %50 yağlı ayçiçeğinin ise 1.420 TL/Ton avans fiyat üzerinden alımını yapacak. Konya Şeker, alımını gerçekleştireceği ürün bedelinin %50’sini alımda 1 hafta içerisinde peşin öderken, ürün bedelinin kalan yarısını da bir ay içinde yapacak.
Yağ ve nem oranlarına göre alım fiyatlarını bugün (Pazartesi) ilan eden ve Altınekin Yağ Fabrikası Kampüsü, Çumra Kampüsü Alım Merkezi, İsmil, Yarma, Kızören, Oğuzeli ve Güntaş Pancar Kantarlarındaki alım noktasında ürün kabulüne başlayan Konya Şeker, geçtiğimiz yıl uygulanan ve gerçekte 350 dolara ithal edilen ürünün vergilendirmede 675 dolardan ithal edilmiş sayılacağını dair kararın bu sene 800 dolar olarak uygulanmasını talep ediyor.
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıl ithal ayçiçeğinin ton fiyatının 350 $’a kadar düşmesi üzerine hasat başlamasına rağmen iç piyasada pazar oluşmamış ve bazı bölgelerde ayçiçeği fiyatları 850-900 TL/Ton’a düşmesine rağmen üreticinin ürününe yönelik talep oluşmamış, piyasa hareketlenmemişti. Hasat sezonunun sonuna yaklaşılmasına rağmen üretici piyasada ürün satışının olmaması nedeniyle ürününü hasat edememiş, tarladaki ürün dane kayıpları yaşamaya başlamış, ürününü hasat eden üretici de tonajdan kaybetmeye başlamıştı. Özellikle erken hasadın yapıldığı bölgelerde oluşan ortalama 900 TL’lik fiyatın da 850 lira seviyelerine doğru seyretmesi üzerine harekete geçen Konya Şeker, yağlı tohum alımında piyasa belirleyicisi olan büyük birliklerin ve şirketlerin fiyat açıklamaması üzerine üreticinin mağduriyetinin önüne geçmek için harekete geçerek, oluşan piyasanın yaklaşık %25 üzerinde bir avans fiyat açıklamış, piyasadaki gelişmelere göre de bu avans fiyatı yukarı yönlü revize edebileceğini ilan etmişti. Nitekim Konya Şeker’in bu müdahalesi sonrası fiyatlar Konya Şeker’in belirlediği fiyatın biraz altında dengelenirken, Konya Şeker’de hem işletme başarısı hem de piyasalardaki gelişmeler sonucu imkânlarını zorlayarak ilan ettiği avans fiyatın üzerine üreticisine ürün alım kampanyasının sona ermesinden 2 ay sonra ton başına 90 TL fark ödemesi yapmıştı.
Hasat sezonu başlamasına rağmen tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi piyasadaki büyük alıcılar fiyat açıklamazken, ayçiçeği hasadının geçtiğimiz yıla göre daha az beklenmesine rağmen, ithal ürün fiyatlarının geçen yılki seviyelerde kalması, hatta son hafta itibarıyla o seviyenin de altını görmesi ülkemizde alıcısız bir borsanın oluşmasına sebep olmuş ve alım satımın olmayacak kadar az olduğu pazarda fiyatlar ton başına 1.050 TL ile 1.153 TL arasında seyretmeye başlaması üzerine yine inisiyatif kullanan tek kurum Konya Şeker oldu. Geçtiğimiz yıl belirlediği 1.130 TL/Tonluk avans fiyatını %15 arttırarak %44 yağlı ayçiçeği için 1.300 TL/ton avans fiyat belirleyen Konya Şeker, %50 yağlı ayçiçeğinin fiyatını da 1.250 TL’den1.420 TL/tona yükseltti.  İthal ürün baskısı ile fiyat oluşturamayan piyasada ürün fiyatlarının ithalatçılar nedeniyle daha da aşağıya düşmemesi için Avans Fiyat uygulamasına devam kararı alarak ayçiçeği fiyatlarını açıklayan Konya Şeker, hem Altınekin’deki Hamyağ Fabrikasında hem de Çumra Kampüsü Alım Merkezi, İsmil, Yarma, Kızören, Oğuzeli ve Güntaş Pancar Kantarları ayçiçeği alım noktasında ürün alımlarına başladı.
Konya Şeker’in bu sene de ayçiçeği piyasasına müdahaleye kendisini mecbur hissettiğini ifade eden Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, günlük hareketleri takip ettikleri birçok ülke ile birlikte özellikle Rusya’da fiyatların geçen yılında altına doğru hareket ettiği, ithalatçıların ellerini ovuşturduğu bir ortamda, ucuz ithalatın üreticiyi tehdit ettiği bir konjonktürde, erken hasat bölgeleri ile bazı bölgelerde oluşan fiyatların her tarafı etkilemeye başlaması karşısında, herkes özellikle kârına kâr katmak isteyenler, ithalatçılar bekleyebilir, biz bekleyemezdik diyerek şunları söyledi;
“Biz bir iş yapıyorsak, yakın uzak, iç dış her piyasayı takip ederiz. Etmek zorundayız. Çünkü her pazardaki gelişme veya oluşmaya başlayan trend neticede hemen veya sonra bizim üreticimize bir şekilde yansıyor. Bu sene de geçen yılın bir benzerini yaşıyoruz. Mesela Rusya’da ayçiçeği fiyatları geçen yılın da altının işaretlerini veriyor. Onun için ithal ürüne göre pozisyon belirleyip, kârına kar katmak isteyen herkes gözünü dikmiş Rusya’ya, Romanya’ya, Ukrayna’ya daha onlarca pazara dur bakalım, orada fiyat oluşsun ona göre iç fiyatı belirleriz diye bekliyor. Yani herkes Rusya’daki 300 dolarlık fiyatı baz alıp, dünya artık kocaman pazar, orada bu fiyat üzerine vergisini ilave ederim senin ürünün de bu fiyatın üzerini etmez, benim dediğim fiyata satmıyorsan gider oradan getiririm demeye hazırlanıyor. Buna birilerinin bir şey demesi lazımdı, biz dedik. Geçtiğimiz yılda demiştik, bu senede dedik. Üreticiyi ithalatçıya örseletmemek için, üreticiye vurulmaya çalışılan ithal ürün sopasını kırmak için geçen yılki avans fiyatımızı 170 TL arttırdık. Ne zaman, Rus ayçiçeğinin fiyatları geçen yılın da altını test ederken. Yani zımni olarak restlerine rest çektik. Yine avans fiyat belirledik. Yani ithalatın egemen olduğu bir piyasada ithal ürünün fiyatı yükselir veya mamul ürünün fiyatı artarsa bunu üreticimize yansıtmak için bir açık kapı bıraktık. Bunu niçin yaptık, hasat başladı. Ürünün tarlada beklemesi veya hasat edilip beklemesi artık üreticinin zararına. Alıcı yoksa üretici ne yapacak ürünü ya hasat etmeyecek ya da traktör kasasında, ambarda bekletecek. Her ikisinde de kaybeden üretici oluyor. Ürün tarlada beklerse daneden kaybetmeye başlıyor, çuvallarda beklerse tonajdan. İthalatçının beklemekle bir zararı yok ki, bekledikçe kârına kar katıyor. Ancak üreticinin beklemeye takati de yok, zamanı da yok. Birilerinin ürünün alım satımını başlatması lazım ki, başkaları da harekete geçsin. Ayçiçeğinde büyük alıcılar fiyat açıklamadı ama piyasa oluşmaya başladı ve oluşan piyasa açıkçası bizim arzu ettiğimiz, üreticinin beklediği seviyenin altında oluştu. Mesela iç Anadolu’da ürün üreticiden 1.066 liraya çıktı. Bazı bölgelerde de 1.150 lirayı, 1.200 Lirayı anca yakaladı. Biz bir önceki yıl yaptığımız gibi yine piyasaya müdahaleye kendimizi mecbur hissettik ve daha önceki yıllarda uyguladığımız avans fiyat uygulamasını sürdürerek avans fiyatımızı oluşan piyasanın yaklaşık %10-20 üzerinde belirleyerek gidişata müdahale ettik. Geçtiğimiz yıl açıkladığımız avans fiyatın ortalama %15 üzerinde bir avans fiyat belirledik. Elbette gönlümüzden geçen dilimizden dökülenden daha fazladır. Ancak biz bir ticari işletmeyiz. Bir üretici şirketiyiz. Bu işletme, o ucuz ürün ithal edenlerle piyasada rekabet ediyor, edecek. Yani neticede market rafında hiç kimse ayçiçeğini kaça aldığınıza bakmıyor. 5 kiloluk tenekenin fiyatına bakıyor. Ya da hamyağı satacağımız sanayici bu ürünün yerli ayçiçeğinden mi, ithal ayçiçeğinden mi olduğuyla ilgilenmiyor, sadece fiyatına bakıyor. Yani biz mamul ürün pazarında ithal ürünle mücadele eden bir ticari işletmeyiz. Başkaları gibi de biraz üreticiden alalım çoğunlukla da ithal ettiğimizi işleyelim diye de bir yaklaşımımız yok. Buna rağmen yani ucuz ithal ürün getirip işleyenlerle, yani 300 dolarlık ayçiçeği ile sanayicilik yapanlarla, üreticimize ithal ürüne göre çok daha yüksek fiyat vermeye çalışarak çatır çatır rekabet ediyoruz, edebiliyoruz. Ancak bunun biraz daha üstünü zorlamak bu işletmenin devamlılığını riske atmak, altın yumurtlayan tavuğu eti için kesmek anlamına gelir ki, ona ne biz ne üretici ortaklarımız müsaade eder.
Kaldı ki bizim ayçiçeği ile ilgimiz bazıları gibi sadece alım-satımdan, sadece fiyat belirlemekten ve senede bir gün üretici ile ayçiçeği alışverişinden ibaret değildir. Biz geçtiğimiz yıldan buyana yağlı tohum açığı olan ülkemizde ayçiçeği ekiminin arttırılabilmesi ve bu artışın kalıcı olabilmesi için önerilerimizi ve taleplerimizi ısrarla ve fasılasız bir şekilde yetkililere aktardık, bu ısrar ve kararlılığımız bundan sonra da devam edecek. Bu çerçevede ithal ürüne yönelik önlemlerden desteklere kadar her konuyu gündeme getirmeye, yetkili mercilerin gündemine dâhil etmeye çalıştık. Bu sene üretimde rekoltenin geçen yıla göre azalması sebebiyle olumsuzluk yaşansa da idari karar anlamında iki olumlu gelişme yaşandı. Birincisi hükümetimiz ayçiçeği destekleme primini ton başına 240 Tl’den 300 TL’ye çıkardı. Bu karar nedeniyle kararın alınmasına vesile olanlara, bu kararı verenlere müteşekkiriz. İkincisi ise geçtiğimiz yıl 525 $’dan 675 $/Tona yükseltilen ve ithal ürüne uygulanan referans fiyatının bir miktar daha yükseltilebileceğine dair gelen işaretlerdir ki, bu 800 $’lara ulaştığı takdirde yerli üretici ve yerli üretimin geleceği açısından son derece önemlidir. Yine geçtiğimiz yıl olduğu gibi ithalat rejiminde yapılacak değişiklikler veya iç-dış piyasalardaki gelişmeler nedeniyle bir imkân yakalarsak bunu açıkladığımız avans fiyata yansıtacağımızı söylememe gerek yok. Biz bir üretici kuruluşuyuz ve biz sanayi tesisimizi ve ticari faaliyetimizi üreticimize daha çok kazandırabilmenin aracı olarak görüyoruz. Burada bir tane kriterimiz var bu tesislerde binlerce insanın hakkı var. Başka bir üreticimizin hakkının başkasına geçmemesini sağlamak bizim yegâne kriterimizdir. Burası bir üretici kuruluşu ve bizim ürettiğimiz ürünün yani ham yağın alıcıları var. Bizim kâr derdinde olmadan bir ton hamyağı satabileceğimiz en yüksek fiyatı baz alarak o ham yağın elde edilebileceği ürün miktarına göre ayçiçeği fiyatını belirlediğimizin, üreticiye verilebilecek en yüksek fiyatı verdiğimizin özellikle bilinmesini istiyorum. Bu bilinmeli ki, bu tesis ayakta kalıp bir yıllığına değil yıllarca üreticinin tarladaki üretimine teminat oluşturabilsin. Bu bilinmeli ki Altınekin’deki altın yumurtlayan tavuk altın yumurta dökmeye devam etsin, yeni altın yumurtlayan tavuklara anaçlık etsin.”