Haberler

Paylaş

Konya Panko’nun 58.Mali Genel Kurulu’na binlerce üretici katıldı

19 Nisan 2010
Binlerce üreticinin katılımıyla gerçekleştirilen Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 58.Mali Genel Kurulu’nda konuşan Pankobirlik Genel Başkanı, Anadolu Birlik Holding ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, üreticilere olan desteğin de

Birliğe de, desteğe de EVET

Binlerce üreticinin katılımıyla gerçekleştirilen Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 58.Mali Genel Kurulu’nda konuşan Pankobirlik Genel Başkanı, Anadolu Birlik Holding ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, üreticilere olan desteğin devam edeceğini söyledi.

Bütün kararların tüm genel kurullarda olduğu gibi oybirliğiyle alındığı ve Mali Genel Kurul olmasına rağmen üreticilerin büyük bir ilgi gösterdiği genel kurulda Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Dünyanın en pahalı şeker pancarı alıcısı Konya Şeker’dir. Biz üreticilerimize destek vermek amacıyla pancara dünyanın en yüksek fiyatını vermeyi kendimize görev edindik” dedi.

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 58.Mali Genel Kurul’da yaptığı konuşmasında şunları söyledi;

“Üreticinin durumu belli. Şartlar ortada. Üretici yıllar önce duruma müdahil oldu. Bu ambar bundan 56 yıl önce inşa edildi. Bunu inşa edenler de sizlerin babalarıydı. Dedeleriydi. Tıpkı bu fabrika gibi. Onların tek bir amacı vardı, buraları dişinden tırnağından arttırarak inşa ederken, üretmek, daha çok üretmek. Toprağın bereketini zenginliğe dönüştürmek. Onlara buğdayın sarısı yetmiyordu. Onlar, ovanın sarısı altın başaklara pancarın yeşilinin, şekerin beyazının bereketini kattılar. O zenginlik umudu, pancar ile Konya Ovasını buluşturmak için fabrika lazımdı. O fabrikayı kurmak için de birlik olmak, güç birliği yapmak gerekiyordu.

Söylemiştim bir daha söylüyorum, biz daha çok üretmek için birlik olduk. O birlikten güç alarak kendi ürettiğimizi kendimiz işleyeceğiz dedik. Pancarın yeşilinden şekerin beyazı ile zenginlik üretmek için kuruldu bizim kooperatifimiz. Biz ilk günden beri heyecanımızı da girişimcilik ruhumuzu da kaybetmedik. Daha çok üretmek, bu toprakların bereketini refaha dönüştürmek ve çağdaş dünya ile yarışmak için.

BİZ EDEBİYATLA DEĞİL YAPTIKLARIMIZLA KÜRSÜDEYİZ…


Hayal tacirliği yapmıyoruz. Rakam cambazlığı yapmıyoruz. Bazılarının hayallerinin bile yetmediği yatırımları gerçekleştirmiş olmaktan aldığımız güçle konuşuyoruz. Ben size ilk yıllarda şunu söyledim. Konya Şeker hinterlandında pancar kotası iki katına çıkacak dedim. Şimdi soruyorum; Konya’da pancar üretimi iki katına çıktı mı, çıkmadı mı? Doksanlı yılların üretimini yaklaşık üçe katladık.

1990-99 arasında Konya’da ne kadar pancar üretiliyormuş hesaplattım. Bu on senenin yıllık ortalaması yaklaşık 1.300.000 ton. Geçen hafta ödemesini yaptığımız pancar miktarı 3.689.549 ton.

Yani bu sene Konya’daki pancar üreticisi Konya Şeker’e tam 3.689.549 ton pancar teslim etti. Doksanlı yılların ortalama üretimine göre aradaki fark 2.389.549 ton. On yıl öncesine göre artış yüz de ile %183,8’dir. Bu artan üretimin maddi karşılığı bugünkü fiyatlarla ve bu sene için 350 milyon Liradır.

Yani pancar kotası on yıl öncesine göre 2 milyon tondan fazla arttığı için sizin köylerinize, Konya’daki çiftçilerin cebine 350 milyon lira fazla para giriyor. Bu artış olmasaydı, Konya’daki üretici toplamda pancar karşılığında sadece yaklaşık 190 milyon TL gelir elde edecekti. Onun yerine daha az kar bırakan ürünleri ekecekti.

Ne demiştim en başta ben size, daha çok üretecek daha çok kazanacaksınız. Sadece pancarda şimdi iki kat üretiyorsunuz ve Konya’da benim üreticimin cebine her yıl ilave 350 milyon lira para giriyor.

Başka bir hesabı daha yapayım size, pancar alımında Türk Şeker’in belirlediği baz fiyat bu sene 115 TL/ton idi. Biz 118 olarak belirledik. Konya Şeker hariç diğer şeker fabrikalarının destekleme dahil Türkiye ortalaması 133 lira olarak gerçekleşti. Biz destekler dahil edildiğinde ortalama 146 Lira ödedik pancarın tonuna. Yani Türkiye’deki pancar üreticilerinin ortalama gelirine göre % 9,8 fazla para girdi sizin cebinize.

Kendi hesabınızı kendiniz yapın pancar bedeli olarak aldığınız her 10.000 lira yerine 980 lira eksik alacak, cebinize 10.000 lira yerine 9.020 lira alacaktınız. Biz bunu dört senedir uyguluyoruz. Çevre fabrika üreticilerine göre siz pancarınıza karşılık tonajda her yıl yaklaşık %10 fazla para kazanıyorsunuz.

YAPTIĞIMIZ HER YATIRIMDA ÜRETİCİLERİMİZ KAZANDI…

Bakın çevrenize patatesi işlemeye başladık. Yem bitkilerini sözleşmeli ektirmeye başladık. Tohumluk ekimini de sizler yapıyorsunuz. Bu tesisler tam kapasite ile çalışmaya başlayacak, yeni tesisler ilave olacak ve daha çok üretecek, her ürününüzü sözleşmeli ekecek ve kendi tesislerinizde işleyeceksiniz. Bizim hedefimiz münavebeye giren tüm ekim alanlarımızda üretilebilecek her ürünü değerlendirmek.

Yani siz pancar ekmediğiniz yıl ne ekeyim, hangi ürün para eder, diye düşünmeyeceksiniz. Sizin önünüzde, 5 yıllık 10 yıllık üretim planı olacak. Bunu başardığımız zaman daha büyük olacağız. Bunu başardığımız zaman tarımda yeni bir çağ açacağız. Bunu başardığımız zaman tarihe Konya Üretim Modelini not ettireceğiz.

ÜRETİCİNİN KANTARA MAHKUMİYETİNE SON VERDİK…

Hafızai beşer nisyan ile malüldür. Unutmak insana mahsustur. Ben size hatırlatayım. Kantar sırasında günlerce bekleyenlerden biriyim ben. O zaman bunu kendime dert edinmiştim. Ve size de söz vermiştim, “Kantarlar sekiz saat çalışır kuralı ayet değil bunu değiştireceğiz” demiştim. Çiftçi kantarın keyfine değil, kantar çiftçiye uyacak dedim. Bundan sonra çiftçi beklemeyecek, kantar çiftçiyi bekleyecek diye size söz verdim.

Şimdi kantarlar 24 saat çalışıyor. Gece gündüz, ne zaman hasatı yaparsanız pancarınızı teslim etmek için o kantarlar sizin emrinizde. Yani 11 yıl önce siz kantarın emrindeydiniz, şimdi kantar sizin emrinizde.

ÜRETİCİYE TÜRKİYE’NİN EN UCUZ KREDİSİNİ KULLANDIRDIK…

Size başka sözlerde vermiştim, siz sadece daha verimli ve daha nitelikli üretim yapmayı düşüneceksiniz. Girdiyi, mazotu, gübreyi düşünmeyeceksiniz demiştim. O sözümü de tutmuş olmanın rahatlığıyla konuşuyorum.

Geçen sene ürün bedelinin yaklaşık üçte ikisini pancarın tesliminden önce ayni ve nakdi avans olarak ödedik. Avans ödemeleriyle ilgili kulağımıza bazı şikayetler geliyor. Avans ödemesi yapılmasın diye. Şimdi size buradan açık açık tüm samimiyetimle soruyorum. Avans uygulamasını kaldırılalım mı? Destekleri vermeyelim mi? Bende sizin gibi düşünüyorum. Bundan sonra da desteklere ve avanslara devam edeceğiz. Almak istemeyen almayabilir. Alana da kimse mani olamaz.

On bir yıl önce akaryakıt desteğiniz yoktu, bazılarınız tarlayı ekime hazırlamak için, ekim yapmak için tefeciye boyun eğiyordunuz, banka kredisi için tarlanızı ipotek veriyordunuz. Biz sizin kimseye boyun eğmenize hacet bırakmadık. Sizin lügatınızdan tefeciyi de banka ipoteğini de çıkardık.

On bir yıl önce ihtiyacı olanlarınız, ihtiyaç duyanlarınız bilir; ya tefeciye müracaat ederdiniz ya da tefeci ile faizde yarışan temlik kredilerine. İkisinin arasında pek fark yoktu. Piyasadaki faiz oranı %70 ise temlik kredilerinde oran % 140’a kadar çıkıyordu. Piyasa şartlarının 1,5-2 katı faiz ödeyerek borçlanıyordunuz. Bankalar nezdinde kredisi yüksek şirketlerin borçlanma maliyeti %15 ile 17 arasında. Bireysel kredi çekerseniz maliyet daha yüksek. Temlik kredilerin de bizde oran %8,95. Biz sizi banka kapılarında da faiz sarmalından da kurtarmanın gayretindeyiz.

600 MİLYON DOLARLIK YATIRIM YAPTIK…

Biz 18 tane dev işletme için yaklaşık 600 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirir, 600.000 vergi mükellefi içinde 93 üncü sıraya yükselirken bir konudan asla taviz vermedik. Çiftçinin payı ve desteklenmesi. Yani hem yatırım hem üretime ve üretene destek.

İkinci vasfımızın kooperatifçilik olduğunu söylemiştim. Yani birlik olarak, gücümüzü birleştirerek daha ucuza üretmeyi, ürettiğimizin değerini almayı hedefledik. Bizim kooperatifimiz bunu başardı mı? Büyük bir güvenle söylüyorum bu konuda bize yaklaşan bile yok.

Ne yapar bir kooperatif ortaklarına ucuz girdi ve ekipman temin eder. Geçen yıl bizim kooperatifimiz; 85.000 ton kimyevi gübre, 111 ton zirai mücadele ilacı, yağmurlama ve damla sulama olmak üzere toplamda 5 milyon metre sulama borusu dağıttık üreticiye. Sertifikalı buğday tohumunu artık kooperatif olarak bizden temin ediyorsunuz. Bu sene sizin güvenle ekeceğiniz tohum miktarı 3.600 tondur. Sizin bitkisel üretim yanında yaptığınız hayvancılığı desteklemek için dağıttığımız yemin miktarı ise 7.200 tondur.

Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin bu saydıklarım ve diğerleriyle birlikte size sunduğu hizmetlerin toplam değeri 100 milyon lirayı aştı, bu sene. Maddi karşılıkla ölçülmeyecek bir çalışmamız da hizmeti sizin ayağınıza götürmek için 9 olan mağaza sayısını bu sene biri açılan diğeri de açılmak üzere olan 2 mağazayla 17’ye yükseltmek oldu.  Alternatif ürün denemelerinin sonuçlarını almaya başladık. Konya Ovası’nı bereketiyle kanolayı geliştireceğiz. Az suyla yeni ürünler kazandıracağız. Böylece planlı ekim dönemini başlatacağız.

BİZİM ÜRETİCİLERİMİZ DÜNYANIN IRGATI OLMAYACAK…

Bir vasfımızdan daha bahsetmiştim, sanayicilik. Bu bizim yaptığımız işin olmazsa olmazı. Yani tarımın rekabetçi yapısının güçlendirilmesinin de tarladaki üretimin sürekliliğinin sağlanmasının da, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesinin de yolu buradan geçiyor. Eğer tarladaki ürünü işleyecek tesisiniz yoksa dünyaya ırgatlık yapmaktan kurtulamazsınız. Biz sizi ırgatlığa değil efendiliği layık görüyoruz.

DEĞİRMENİN SUYU TASARRUFTAN…

Önce tamirat ve tadilatla işe başladık. Ne yaptık o dönemde, fabrikayı rehabilite ettik, kayıp ve kaçakları önledik. Yani tasarruf edip, tasarruftan kaynak biriktirdik. Kapasite artışı, melasta kalan şeker oranının düşürülmesi, akışkan yataklı kazanların kurulması ve yakıt giderlerinde yapılan tasarruf, otomasyon sistemine geçiş bu tamirat ve tadilat döneminde yapıldı. Sonuç; çöpe giden iktisadi değerlerin kazanılmasıyla bu şirketin biriktirdiği kaynak yaklaşık 167 milyon dolar oldu.

O bahsettiğim tasarruflar yatırıma, yeni tesislere dönüştü. O açılan tesisler de sizin daha çok üretmeniz için teminat oldu. Ne yaptık önce Çumra Şeker’i açtık. Pancar ekim alanlarını genişlettik, üretime teminat olmak için bir muhkem mevzi oluşturduk. Konya fabrikası da Çumra fabrikası da üreticinin kaleleridir. Bu kaleler olmasa tarlaya tohum atılamaz.

Başka ne yaptık, sadece kristal şeker üretiyorduk, bunu çeşitlendirdik. Sıvı şeker, kandis şeker, pudra şekeri üretmeye başladık.  Kandis şeker, pudra şekeri, arı şurubu bunların hepsinin amacı aynıdır; ürün çeşitliliğini sağlayarak ve pancar şekerinin kullanım alanını genişleterek pancar üretimi için teminat oluşturmak.

Dünya’nın en modern damla sulama fabrikalarından birini biz Cihanbeyli’de kurduk. Şimdi hem damla sulama borusu hem diğer ürünlerimizi 3 değişik ülkeye ihraç ediyoruz. Bu miktar şimdilik üretimin % 11’i, daha da artacak. Burayı kurarken teknoloji transfer etmiştik. Şimdi başka ülkelere de bu fabrikayı kurabilecek, teknoloji ihraç edebilecek birikime sahibiz. Yani Panplast sadece piyasaya girdiğinde piyasa regülasyonu işlevini görerek fiyatları yarı yarıya ucuzlatmakla kalmadı, Konya üreticisini teknoloji ihraç edecek, bilgiden ve birikimden de para kazanabilecek hale getirdi.

Dondurulmuş gıda da dünyanın sahip olduğu birikimin, teknoloji açısından ulaştığı son nokta Seydişehir ile Beyşehir arasındaki üretim tesisinde mevcut. Orada da sizin ürününüzün fiyatı ilk yıl yüzde 45 değer kazandı. 2008’de patatesin ortalama ton fiyatı 240 lira idi. 2009’da 350 liraya çıktı. O tesisin ürünleri Türkiye’nin en meşhur fast foodlarına ürün sağlamakla kalmayacak, buradan yakın pazarlara ihraç kapısı oluşturacağız. Buharda kurutulmuş küspe tesisi Türkiye dışında sadece ABD’de var. Üniversite ve TÜBİTAK işbirliği ile geliştirilen yemlerin Rasyon’una ABD’deki şirketler talip oluyor.

DİKTİĞİMİZ AGAÇLARLA KONYA’NIN BOZULAN İKLİMİNİ DEĞİŞTİRDİK…

Sizin geldiğiniz, geçtiğiniz her yolun kenarında var, sizin de gözünüz alıştı ağaçlara. Suyunu verirken destek oluyor, bakımına katkı veriyorsunuz, ekim zamanı geldiğinde her gün onlarca telefon geliyor ağaçlandırma için. Siz şunu artık çok iyi biliyorsunuz, üretici aleyhine bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi ve çevre şarlarının üretici lehine değişmesi amacıyla ekildi bu beş milyon ağaç.

Artık emekleme, yürüme dönemini geride bıraktık koşuyoruz, parlak bir gelecek için dünya devleriyle yarışıyoruz. Daha hızlı koşmak için yarışta öne geçmek için bizim dışımızda da yapılması gerekenler var. Üretim altyapısının bu yarışımızı destekleyecek hale gelmesi. Bunlardan biri sulama. Kısaca söylemek istiyorum; KOP Projesi 1985 yılında hazırlandı, Proje ile büyüdük bitmesini bekleye bekleye yaşlanıyoruz. Projenin üzerinden 25 yıl geçti. 15 hükümet değişti. Nihayet Bağbaşı ve Mavi Tünel ihale edildi. Çabası olanlara, emek verenlere teşekkür ediyoruz. Ovamızın suyla hasretine son vermek ve Türk çiftçisinin dünyada liderlik yarışına katkı vermek için gayret gösterenlere ve bu konuda adım atan hükümetimize ve emeği olan tüm hükümetlere minnetarız. Ancak o kadar susadı ki bizim ovamız bu su bize yetmez. Biz Göksu’dan da, Karasu’dan da su istiyoruz. İrade, karar ve gayret hükümetlerden destek bizden. Üretim bizden. Ülke tarımını dünyada liderliğe koşturmak bizden.

KONYA ŞEKER KÜRESEL BİR OYUNCU OLDU…

Peki bu yatırımlar yapılsa karşılığında başarının teminatı var mı? Var. O teminat Konya Şeker’dir. Konya Şeker ne ile öne çıktı, birazcık tamirat ve akılla üretimi koşturmaya başladı. Bu koşuda ortaya konan iddia ve alınan mesafe bizi Konya ölçeğinde bir şirket olmaktan çıkarıp küresel bir oyuncu haline getirdi.

Tesislerimizi ziyaret eden heyetleri biliyorsunuz. Modelimiz ve Konya Şeker örneği, Tokyo’da, Londra’da, New York’ta aklınıza gelen her yerde tartışılıyor, konuşuluyor. Bunun somut sonuçları var; ülkemiz Avrupa Birliği’ne giriş sürecini 51 yıl önce başlattı ve henüz netice alamadı. Biz AB Üyesi olmayan tek ülke temsilcisi olarak CIBE’ye kabul edildik. AB’ye yani onun bir organına eşit haklara sahip olarak ve tam üyelik statüsüyle önce biz girdik. WABCG, ICA, IRU, CIRIEC ve ISO gibi uluslararası kuruluşlarda Türk çiftçisi adına söz sahibiyiz.

DÜNYANIN GÖZÜ ÜZERİMİZDE…

Kalite ve standartlarımız artık sadece yurtiçi kuruluşlarca tescil edilmiyor, yurt dışı kuruluşlar da ödül anketlerinde bize yer açtı. Mesela son 4-5 ay içinde Yurt içinde Tüm Tüketiciler Derneği Konya Şeker’i Altın Marka seçti. Bir yıl boyunca tüketicilere tavsiye logosunu tüm ürünlerimizin etiketlerine basabileceğiz.

Yine geçen ay Almanya’da yapılan törende merkezi Fransa’daki uluslarası bir kuruluş olan OMAC tarafından Konya Şeker’e Avrupa Altın Kalite Ödülü ve Mükemmellik ödülü takdim edildi. Uluslararası Tüketici Zirvesi’de Konya Şeker’i Kalite ödülüne layık gördü. Yani fark yarattık, farkımızla fark edildik. Bunlarla hepiniz gurur duyabilirsiniz. Buraya kadar anlattıklarım bizim açımızdan yaptıklarımız ve gönül gözleri açık olanların bize yaklaşımı.

HER LAFA VERECEK CEVABIMIZ VARDIR…

Bir de olayın diğer tarafı var biz sadece ameli sahih, niyeti temiz olanlarca fark edilmedik. Kem gözlerde bize çevrildi. Bu şirketin hızlı koşusundan rahatsız olanlar, yarışta geri kalanlar artık bize çelme atmak isteyecektir. Yönümüzü geri çevirmek isteyecektir. Sürünün et tuttuğunu düşünenler, yağma için, ziyafet için buranın bekçilerini, sahiplerini sindirmek isteyecektir.

Bizim kimseyle işimiz yok, biz daha hızlı koşmanın peşindeyiz. Koşmaya niyet edenleri de yol arkadaşı kabul ederiz. Onlara tavsiyemiz de koşmayı beceremiyorlarsa bizim adımlarımızı takip etmeleridir.

“Suskunluğum asaletimdendir.Her lafa verecek bir cevabım var.

Lakin bir lafa bakarım laf mı diye.

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye.”

Hedefimiz büyük, amacımız sahih, niyetimiz samimi. Bu samimi niyetin verdiği heyecanla bugün ulaştığımız nokta daha yolun başı. Sonuç daha büyük olacak. Çünkü bizim büyük bir hedefimiz var. Ne demiş Hazreti Mevlana;

“Her sebep meydana getirdiği şeyden yücedir...”

Bizim varlık sebebimiz de on binlerin helal kazançla başı dik alnı ak şekilde kimseye eyvallahının olmaması. Bütün çabamız bunun içindir. Bütün mesaimiz bunadır.”

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk’un konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, genel kurula binlerce üreticinin yanı sıra çok sayıda belediye başkanı da katıldı.