Haberler

Paylaş

Emanetinizi yeniden aldık, kolları yeniden sıvadık. Teşekkürler Karaman.

01 Kasım 2015
Ülkemiz demokrasisinde bir ilki yaşadığımız ve kısa bir süre önce gerçekleştirdiğimiz seçimlerden tam 147 gün sonra ikinci bir seçimi gerçekleştirdiğimiz 1 Kasım seçimlerini de bu gün tamamladık. 7 Haziran seçimlerinde sandıktan çıkan meclis kompozisyonundan hükümet çıkmaması üzerine anayasal bir zorunluluk sonucu siyaset bir kez daha milletimizin hakemliğine müracaat etti ve milletimiz sandığa giderek bir kez daha irade tazeledi. Yaklaşık beş ay arayla yaptığımız iki seçimde de bazı odaklar tarafından sistemli bir şekilde her iki seçim öncesi gerilimi yükseltme gayretlerine rağmen, milletimizin hem seçim döneminde hem de seçim günü ve sandık başında sergilediği demokratik olgunluk ve vakar ülkemiz demokrasisinin hem ulaştığı seviyenin göstergesidir hem de en büyük kazancıdır. Bu kazanç her türlü siyasi başarıdan hem daha kıymetli hem de ülkemiz demokrasinin en büyük teminatıdır.

Yaklaşık 5 ay önce gerçekleştirdiğimiz seçimlerden sonra yaptığımız yeniden seçimde milletimiz bir kez daha son ve kesin sözünü sandıkta söylemiştir. Milletimizin ve hemşehrilerimizin sandıkta tecelli eden iradesi hem bizim için hem de tüm diğer partiler için tartışılmaz bir iradedir. Kısa aralıklarla yapılan iki seçimde de hem adaylar hem de partiler siyasi vizyonları ve ülkemizin geleceği ile ilgili projeleri ile milletimizin huzuruna çıktılar. Milletimiz kısa aralıklarla huzuruna çıkan siyasi heyetleri o şaşmaz akıl terazisinde tarttı ve sandık vasıtasıyla da iradesini sergiledi. Biz siyasetçilerin ve siyasi partilerin vazifesi milletimizin sandıkta verdiği talimatın gereğini yerine getirmektir.



Türkiye, 7 Haziran’da da tezgâhlanan ancak milletimizin sağduyusu ile bozulan bir oyunun 1 Kasım seçimlerinde tekrar oynanmasına yine müsaade etmedi. 5 ayda iki kere sahnelenmek istenen kirli oyunda senaryo aynıydı, ikisinde de ülkemizin gerilimli bir seçim süreci geçireceğine dair kirli propaganda mekanizması devreye sokuldu. Hatta bazı iç ve dış mihraklarca seçim atmosferini kaosa dönüştürme yönündeki kirli operasyonlar sahneye konuldu. Tüm bunlara rağmen her iki seçim sürecini de milletimizin sakin tavrı, sergilediği vakar sayesinde sükûnetle ve demokrasimize zeval getirmeyecek olgunlukla tamamladık. Hem 7 Haziran seçim sürecini hem 1 Kasım seçim sürecini hem de iki seçim arasında AK Parti’nin tek taraflı uzlaşma gayretinden başka yapıcı bir gayretin başka partilerce sergilenmediği koalisyon arayışlarıyla geçen süreci milletimiz içinde ayrılık bahanesi yapmak isteyenlere, milleti millete kırdırmak isteyenlere en güzel ve en net cevabı yine milletimiz sandıkta verdi.

Milletimiz istisnaları bir yana tüm Türkiye’de siyaseti ve siyasi partileri siyasetin olağan mecrasında akıl tartısından geçirmek için büyük bir dikkat ve hassasiyet gösterdi. Milletimizin bu dikkat ve hassasiyetine rağmen maalesef her iki seçimdir bazı siyasi partiler tarafından siyasetin dili ve müktesebatı siyasi ve ekonomik projeler yerine düşmanlık, vizyoner siyaset yerine sen ben kavgasının diliyle değiştirilmeye çalışılıyor. AK Parti olarak biz bu kaos dili yerine 13 yıldır her seçimde olduğu gibi milletimizin karşısına yine projelerimizle, ülkemizin geleceği için yapacaklarımızla çıktık. Siyaseti olağan mecrasında ve olağan diliyle yaptık. Türkiye’nin tamamında siyasetin yapıcı yönünü öne çıkarıp milletimizden yapacaklarımızla bizi tartmasını istedik.  Nitekim milletimiz düşmanlık ve kavga diline değil, hizmet diline itibar etti ve bu kararını da sandıklarda yüksek bir sesle bir kez daha tekrarlayarak ülke siyasetinde siyaset dili olarak hizmeti ve istikrarı tercih eden AK Parti ve AK Kadrolardan yana tercihini kullandı.



AK Parti’yi tüm diğer partilerden ayıran husus AK Parti asla milletin kararını tartışmaz, tartıştırmaz. AK Parti milletin sandıkta verdiği kararda hata veya kusur aramaz. Sandıkta beklediği teveccühü görmemişse dönüp kendine bakar ve hatayı, kusuru kendisinde arayarak, milletin talep ve beklentilerine yeni cevaplar üretir. Nitekim 7 Haziran’dan sonra AK Parti ciddi bir değerlendirme süreci ve iç muhasebesini gerçekleştirerek 1 Kasım seçimlerinde milletimizin huzuruna yenilenip tazelenerek çıktı. Israrla ve kararlılıkla siyaset tarzını ve dilini değiştirmedi. Yıkıcı siyasete ve kavga diline itibar göstermedi. Diğer partileri kendi kavgaları ve kavga dilleri ile baş başa bırakarak ülkemiz için yapacaklarına ve milletimiz için üreteceği hizmetlere odaklandı, tıpkı Karaman’daki gibi.  Karaman ve Karamanlı hem 7 Haziran’da hem de 1 Kasım’da hamasete değil hizmete, lafa değil vizyona itibar ettiği için Karaman seçimleri ülkemizdeki tüm seçim çevrelerine göre özel bir yer edindi. Her iki seçimde de Karaman vizyon ve proje konuşabildiyse bu hemşehrilerimizin demokratik olgunluklarının sonucudur. Karaman’da siyasetin dili ve seviyesi yükselmiş, hamaset yerine hizmet boyutu gündem olmuşsa bu Karamanlı hemşehrilerimizin sandığı kullanma konusundaki becerilerinin sonucudur. Karaman’da seçim süreci nezaket sınırları aşılmadan tamamlanmışsa bu Karamanlı hemşehrilerimizin siyasetin dilini soyut mesellerden somut meseleleri konuşur hale getirmesinin sonucudur. Karaman seçimlerinin her iki seçimde de hem siyasi nezaketi hem de vizyoner siyaset tarzı ile ülkemizdeki pek çok seçim bölgesindeki mücadeleden farklılaştırarak bir demokrasi şölenine dönüşmesinde başta hemşehrilerimiz olmak üzere Karaman seçimlerinde yarışan partim ve diğer 15 partinin adayları, teşkilatları, medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla tüm Karaman olarak sergilediğimiz ortak demokratik olgunlukla Türkiye’ye örnek olduk, örnek gösterilecek bir atmosfere imza attık. Bu pozitif iklimin oluşmasına katkı veren herkese hepimizin bir teşekkür borcu vardır. Kazanmaktan daha büyük erdem olan centilmence yarışma konusunda sergilenen hassasiyet daha büyük ve daha güçlü Karaman’ın teminatıdır.



Hem Türkiye hem Karaman’da 7 Haziran’dan yaklaşık 4 ay önce başlayan ve 9 ay süren seçim atmosferi 1 Kasım akşamı itibarıyla geride kaldı. Millete hizmet etmek gayesiyle ya da seçim yarışında bir adım öne çıkmak için yapılan tartışmalar, haklı haksız eleştiriler hepsi geride kaldı, geride kalmalı. Çünkü hepimizin, tüm siyasetçilerin ortak paydası, ortak sevdası Türkiye ve Karaman var. Şimdi o ortak sevdaya hizmet zamanıdır. Milletimizin tercihi ortadadır ve kimsenin millete küsme, milletin çizdiği tablo karşısında köşesine çekilme lüksü yoktur. Millet seçtikleriyle, seçmedikleriyle tüm siyasi heyetlere huzuruna hizmet söylemleriyle çıkan adaylara bir görev tayin etmiştir. Ankara’da da Karaman’da da tüm siyasi partilerin ve siyasi kimlikle millet huzuruna çıkanların şimdi bu ortak payda ve ortak sevda için el birliği ve gönül birliği yapma zamanıdır. İktidarıyla muhalefetiyle, iktidar milletvekilleri, muhalefet milletvekilleriyle, meclis içindekiler ve mecliste olmayan arkadaşlarımızla Türkiye’nin ve Karaman’ın geleceği için birer tuğla koyma, yükü birlikte omuzlama zamanıdır. Kendi içimizdeki rekabeti bir yana bırakıp, ülkemizin dünya ile yaptığı yarışa, Karamanımızın yıldızı parlayan iller arasına girme gayretine omuz vurma değil omuz verme zamanıdır.

Milletimiz tercihini istikrardan yana kullanmıştır. Milletimiz tercihini tek başına iktidardan yana kullanmıştır. Milletimiz 13 yıldır alıştığı yüksek standartlı hizmetlerin devamı konusunda yeniden AK Parti’yi görevlendirmiştir. Milletimizin sergilediği bu güven Partimiz için hem bir gurur kaynağı hem de artan bir mesuliyetin göstergesidir. Gurur kaynağıdır çünkü AK Parti 13 yıllık tek başına iktidar sürecine rağmen iktidar körlüğüne yakalanmayan ülkemiz siyasi tarihindeki tek partidir. Mesuliyetimiz artmıştır çünkü 9 aylık seçim sürecinde AK Partisiz bir Türkiye hayali kuranların kumpaslarıyla ülkemizde açtığı sosyal ve ekonomik yaraları sarmak ve siyasi tercihleri sebebiyle kendisini kıyıda köşede kalmış hissedecek her vatan evladını da kucaklamak, AK Parti iktidarını onların da iktidarı yapmak, kibre kapılmadan oyunu alamadıklarımızın gönlünü almak da bizim mesuliyetimizdedir. Bu seçimde AK Parti kazanmıştır. Seçime iddialı giren üç parti kaybetmiştir. Ancak sandıktaki tercihi ne olursa olsun hiçbir vatandaşımız kaybetmemiştir, kendisini kaybetmiş hissetmeyecek ortamı hazırlamak ve açılan yaraları tamir etmek bizim öncelikli vazifemizdir.

1 Kasım itibarıyla milletimizin ufku açılmıştır. 1 Kasım itibarıyla 7 Haziran öncesi başlayan ülkemizin en uzun seçim süreci sona ermiştir. 1 Kasım itibarıyla icracı siyaset yeniden start almıştır. 1 Kasım’da milletimiz 13 yılda ülkemize kazandırdıklarımızı 1 kaç adım daha öteye taşımak üstelik de bunu son 5 ayda kaybettiğimiz zamanı da telafi edecek bir hızla yapmaya başlamak için bize sandıkta büyük bir güç vermiştir.

AK Parti olarak hamaset yerine hizmet siyasetini tercih eden milletimize şükran borçluyuz. Karaman’a ise iki kere teşekkür ediyoruz. Çünkü Karaman kararını 7 Haziran’da vermiş ve farkını göstermişti. 1 Kasım’da bu kararını bir kez daha ve daha güçlü olarak tekrarladı. Şahsıma ve Recep Şeker kardeşime gösterdiği itimat için oy versin vermesin tüm Karamanlı hemşehrilerime teşekkür ediyorum.

Karaman 7 Haziran’da bize bir emanet teslim etti. 1 Kasım’da da bu emaneti bizim taşımamız konusunda kararını ısrarlı bir şekilde bir kez daha sandıkta desteğini arttırarak tekrarladı. 5 ayda iki kez teslim edilen bu emaneti hakkıyla taşımak bizim vazifemizdir. Nitekim kurulamayan koalisyona rağmen bu emanetin gereğini yapmak ve gerektirdiği işleri hayata geçirmek konusunda sergilediğimiz gayret bizim bizi seçenlere karşı mesuliyetimizin sonucuydu. 1 Kasım bu emaneti taşırken hızımıza hız katacak. 1 Kasım bu emaneti taşırken gücümüze güç katacak. Biz Karaman’ın iki seçimdir artan bir destekle emaneti niçin bize teslim ettiğini biliyoruz. O emaneti almanın bize yüklediği tüm Karaman için koşma, terleme ve ortak geleceğimiz için çaba gösterme mecburiyetimizin de farkındayız.

Bu sefer de bu yarışta görev sizde dedin, biz de inşallah seni mahcup etmeyeceğiz Karaman. Emanetinizi yeniden aldık, kolları yeniden sıvadık. Teşekkürler Karaman.