Çevreyle İlgili Mazeretimiz Kalmadı
04 Haziran 2009
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutladı.
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Dünya Bankası’nca hazırlanan iklim değişikliği raporuna göre, bu yüzyılın ortalarında ülkemizin ortalama 2 santigrat derece ısınmasının beklendiğini belirterek, “Tükenmez dediğimiz çevre tükeniyor, eko sistem bozuluyor, üretmek zorlaşıyor. Artık bizimde, insanlığın da arkasına saklanacağı mazeret, ihmal edeceği ortam kalmadı” dedi.
Ekosistemdeki bozulmanın elbette ki sadece insanların alışkanlıklarının bir sonucu olmadığını, yani çevre felaketlerinin tek sebebinin insan olmadığını ancak, günümüzde çevre sorunları ve bunun kaynağı denince ilk akla insanın geldiğini kaydeden Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, açıklamasında şunları söyledi;
“Ozon tabakasının tahribatı, küresel ısınma, düzensiz yerleşme, nükleer kirlenme, asit yağışları, su kaynaklarının kirlenmesi, orman alanlarının azalması, bitki ve hayvan türlerinin yok olması, baca, eksoz ve sanayi gazlarıyla havanın kirlenmesi, tarım arazilerinin azalması ve daha birçok çevre sorununun merkezinde insanların tüketim alışkanlıkları, üretim yapıları ve bencilliği vardır. Ve bu sorunları çözebilecek tek çevre bileşeni de yine onun kaynaklarından biri olan insandır.Tehlike bu nesiller için değilse bile gelecek nesiller için kapıdadır. Ve bu tehlikeyi bertaraf edebilecek tek varlık olan insanlığın uygulaması gereken çok basit bir formül var; doğadan aldığını yerine koymak.
Konya Şeker ve onun nezdinde Türk Çiftçisi yıllardır bu prensiple hareket ediyor. Varlık sebebini tarımda ve tarımsal üretimin sürekliliğinde gören ve bunun da ancak sürdürülebilir bir ekosistemde mümkün olduğunun bilincinde olan Konya Şeker, çevre hassasiyetini mevzuatın getirdiği yükümlülüklerin de fazlasını hayata geçirerek göstermiştir. Doğadan aldığını yerine koymak prensibini çevreye olan hassasiyeti ve tarımsal sorumlulukları nedeniyle bir adım öteye taşıyan Konya Şeker, “doğadan aldığından fazlasını doğaya geri vermek” olarak formüle etmiş ve çevreci yaklaşımını sözde bırakmayarak bil fiil hayata geçirmiştir.
Entegre tesislerinin 5 inci sınıf tarım arazisine kurulması, bu yaklaşımın, sınırlı tarım arazilerimizin ve toprak varlığımızın korunmasına olan samimi inancın sonucudur. Kullanılan suyun arıtılarak tekrar tarımsal sulamaya kazandırılmasını sağlayan arıtma tesisi yatırımı da samimi çevreci yaklaşımımızın somut göstergesidir. Elektronik filtreleme sistemi ile baca gazı salınımlarının önlenmesi, hava ve suyun kirlenmeden doğaya geri verilmesi yaşadığımız çevrenin korunmasının gerekliliğine yürekten inancımızın sonucudur. Fosil yakıtların eksoz emisyonu ile çevreye verdiği zararın azaltılması ve daha az zararlı gaz salınımı amacıyla, biyoetanol üreterek ülkemizin enerji kullanımında dünyada yeni gelişen bu çevreci çözüme yabancı kalmamasını sağlayacak yatırımı gerçekleştirmemiz de bizim çevreci yaklaşımlara açıklığımızın sonucudur.
Konya Şeker’in ülkemizin kuraklıktan etkilenmesini beklemeden suyun tasarruflu kullanımını sağlayan Damlama Sulama yatırımını gerçekleştirmesi, Konya Kapalı Havzasına hızından ve şevkinden asla taviz vermeden 3 yılda 4,5 milyon ağaç ekmesi ve yeni hedefini Türkiye nüfusu kadar fidanı toprakla buluşturmak olarak belirlemesi hepsi ama hepsi bu prensibin bir sonucudur. Doğadan aldığından fazlasını doğaya geri vermek. Ve bir gerçeğin farkındadır Konya Şeker, çevreye verilen zararı ancak insanlar önleyebilir.
Bu bilinci samimi inanç olarak benimseyen Konya Şeker ve onun nezdinde Türk çiftçisi kendisinin çevreci vizyonunu da “Bugünkü ve gelecek kuşakların temel gereksinimlerinin sağlandığı, yaşam kalitesinin artırıldığı, biyolojik çeşitliliğin korunduğu, doğal kaynakların sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıyla akılcı yönetildiği, sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkını gözeten bir Türkiye” olarak belirlemiştir.
Çevreci kaygıları samimi bir şekilde hissetmiş ve bu kaygıları izole etmek için yatırımlarını ve yükümlülüklerinden daha fazlasını eksiksiz tamamlamış, çevreci söylemleri somut uygulamalar olarak hayata geçirmiş olmanın huzur ve gönül rahatlığıyla Dünya Çevre Gününü kutluyor, bugünümüzün bizlere çocuklarımızın emaneti olduğunu hatırlatarak, bir fidan da bir ormanda ekebilecek, gramla da tonla da kirletebilecek, herkesi ama herkesi çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.”